"لو فعلتِ" - Translation from Arabic to Turkish

• yaparsan
• yapsan

Yani eğer bir şey yaparsan, birini öldürmek gibi, benim üstüme kalır.
, لذا لو فعلتِ أيّ شئ كقتل أحدهم فهذا سيقع على عاتقي

Yaptıklarını sonunu düşünmeden yaparsan herşey yoluna girer.
تنجح الأشياء لو فعلتِ ما تريدين بدون الخوف من العواقب

Ama söz veriyorum, eğer sen böyle birşey yaparsan sana karışmam.
لكنني أعدكِ أنني لن أقوم بتعقبك لو فعلتِ ذلك

Neden? - Şimdi yapsan ne olur?
-ماذا يحدث لو فعلتِ ذلك الآن؟

Tövbe etmek istiyorum. Eğer sende yaparsan tekrar hep beraber olabiliriz.
أريد أن أتوب, لو فعلتِ المثل سنتمكن من البقاء مع بعض مجدداً

Eğer yaparsan söyleyebilirsin.
ولكن لو فعلتِ ذلك، فبإمكانكِ أن تُخبريني.

Veya bana inanmazsın, kapıyı açar ve kendin görürsün. Eğer böyle yaparsan bana güvenmediğini ve asla güvenmeyeceğini anlarım.
أو إذا لم تستطيعين أن تصدقيني أفتحِ هذا الباب و أنظرِ لنفسكِ ، لكن لو فعلتِ ذلك

Sıkıcı bir iş ama, benim için bunu yaparsan,
أعلم أنه سياسي قليلاً ، لكن لو فعلتِ هذا لأجلي سيجعلني هذا سعيداً جداً

Yemin ediyorum, dediğimi yaparsan seni bir daha asla aramayacağım.
أعدِك، لو فعلتِ هذا، لن أهاتفكِ ثانية أبدًا

Bana bu iyiliği yaparsan şefkatini aklında bulundurur belki.
ربما لو فعلتِ لي هذه الخدمة، سوف تتذكر طيبة قلبك

Eğer tabureden ayrılma dışında bir şey yaparsan...
لو فعلتِ أي شئ ما عدا سحب هذا المقعد بعيدا...

Tamam, sen öyle yaparsan ben de onu bırakırım.
.نعم. لو فعلتِ هذا ، سأتركهم يرحلون

Eğer bunu yaparsan, seni bir daha asla görmem.
لو فعلتِ ذلك لن أراك مرةً أخرى

Keishayı atı görmeye götüreceksin ve eğer tek bir saçma hareket daha yaparsan gider herşeyi joeya tek tek anlatırım.
يجب أن تأخذي " كيشا" لرؤيته. وأقسم، لو فعلتِ شيئاً مجنوناً فسوف أخبر " جو". وأستطيع أن أعدكم بذلك.