"لو كان ذلك صحيحاً" - Translation from Arabic to Turkish

• Bu doğru olsa
• Bu doğruysa
• Bu doğru olsaydı
• Dediklerin doğruysa

Bu doğru olsa bile, Sayın Yargıç, bu bir iltica talebi.
حتى لو كان ذلك صحيحاً, سيدتي القاضيه, فهذا طلب لجوء

Bu doğru olsa bile, bize nasıl bir yararı olur ki şimdi?
حتى لو كان ذلك صحيحاً, كيف يساعدنا هذا الآن؟

Bu doğru olsa bile, cezaevinin işletim sistemi fiziksel olarak internetten ayrılmıştır.
حتى لو كان ذلك صحيحاً ، النظام التشغيلي للسجن يعمل بشكل مُنفصل مادياً عن الإنترنت

dedi. Şimdi, eğer Bu doğruysa, sağlık sistemimizin gerçek bir ayıbı demek olur çünkü bu hastalar başka yerlerde de muayene oluyorlar.
والآن، لو كان ذلك صحيحاً فإنه إدانة لنظام الرعاية الصحية لدينا وذلك لأن هؤلاء المرضى سبق وأن كشف عليهم في اماكن أخرى.

Dostum, Bu doğruysa seninle iş yapabiliriz.
يا صاح, لو كان ذلك صحيحاً ربما يكون لديك عمل

Bu doğru olsaydı uzun süre önce itiraf ederdin.
لو كان ذلك صحيحاً كنتِ ستخبرينني بذلك قبل وقت طويل

Bu doğru olsa bile, bedeli çok yüksek.
حتى لو كان ذلك صحيحاً فالثمن غالٍ جدّاً

Peki, Bu doğru olsa bile, ki kesinlikle değil Ruh Hastalıkları'nda siyah salya birikintisi olman için tek bir ceza yetiyor.
حسناً, حتى لو كان ذلك صحيحاً والذي هو ليس كذلك على الإطلاق أنتِ على بعد مخالفه واحده من ان تصبحي بركة من اللعاب الأسود في مصحة المجانين

Bu doğru olsa keşke.
-أتمنى لو كان ذلك صحيحاً .

Ama Bu doğruysa, neden hâlâ Karanlık Olan'sın?
لو كان ذلك صحيحاً فلمَ ما تزالين القاتم؟

Bu doğruysa, hakkımda öğrendiklerim hoşuma gitmiyor.
‫لو كان ذلك صحيحاً ‫لا أحب ما يوحي به هذا بشأني

Eğer Bu doğruysa ki hâlâ ciddi şüphelerim var o zaman hikayeleri niye aynı değil?
لو كان ذلك صحيحاً ... و ما زال لديّ بعض الشّكوك حقيقيّة

Eğer Bu doğruysa bu seni gereksiz biri yapar.
لو كان ذلك صحيحاً هذا يجعلك مستهلكة.

Bu doğruysa ve sana yardım etmemi istiyorsan bana her şeyi anlatmalısın!
لو كان ذلك صحيحاً يا (إيما)، وتُريدين منّي مُساعدتكِ، فإنّ عليكِ إخباري بكلّ شيءٍ.

Eğer Bu doğru olsaydı harita bize çoktan doğru yolu göstermiş olurdu.
لو كان ذلك صحيحاً لكانت هذه الخريطة أرتنا الطريق

İkimiz de biliyoruz ki Bu doğru olsaydı çoktan o kutunun içindeydim.
كِلانا يعرف أنّه لو كان ذلك صحيحاً لكنتُ في ذلك الصندوق