"ليالٍ" - Translation from Arabic to Turkish

• geceler
• gecedir
• geceliğine
• gecelerde
• geceleri
• geceyi
• gecelik
• Birkaç

Yine de kimi geceler, Tanrı'nın sevgisi soğuk geliyordur.
على الرَغم، لا بُدَّ أن هُناكَ ليالٍ يكونُ فيها حُبُ الرَبِ فاتِراً

Diğer geceler, iyi gecelerde rüyamda başka şeyleri görüyorum.
ثمّة ليالٍ أخرى، الليالي الطيّبة، حيث أحلم بأشياءٍ أخرى.

Üç gün üç gecedir onu arıyoruz. Oğlum da o sandaldaydı.
وبحثنا ثلاثة ليالٍ وأيام وقد كان بداخله ولدي، ابني

Pekala sadece Birkaç geceliğine, ve bana fazla bir seçenek bırakmadın.
حسنٌ، سيدوم الأمر لبضع ليالٍ فحسب، ولمْ تتركي لي خيارات أُخرى.

Mary benden bir kaç haftalığına geceleri yerine bakmamı istedi.
ماري طلبت مني أن أبقي المُضيف عدة ليالٍ هذا الأسبوع لذا , قد أتأخر

Başka geceler de oluyor, iyi geceler diğer şeyleri gördüğüm.
ثمّة ليالٍ أخرى، الليالي الطيّبة، حيث أحلم بأشياءٍ أخرى.

Benden aldığın her şeyi senden almanın rüyasını gördüğüm sayısız geceler... - Sevdiğim kadını öldürerek mi?
حلمت ليالٍ لا تحصى بأن أسلبك كلّ ما سلبته منّي.

Uykusuz geceler ve üç gün dedik, değil mi?
سوف نحإفظ على ذلك الوعد بأن نشرب لثلاثة أيام بلا ليالٍ

Sayısız geceler çaresizlik, öfke ve kederle ağladım, çünkü çocuklarıma kendi aldığım eğitimi vermiyorum, çünkü bana eğitim verilen kaynak ve araçlara ulaşım sağlayamıyorum.
كانت هنالك ليالٍ غير معدودة بكيتُ فيها من الإحباط، والغضب والأسى، لأنني لا أستطيع تعليم أطفالي بالطريقة التي تعلمتُ بها، لأنني لا أملك الوصول لنفس الموارد أو الأدوات التي تم استعمالها لتعليمي.

Uzun geceler - rüzgar uğultusu - kısa, sert günler deniz ve düzlüğün karlı, puslu alanları -pirinç bir topun benzeri gökteki güneş- .dibe yakın civa ve orada günler günleri kovalıyor.
ليالٍ طويلة... صفير الرياح، نُهُرٌ قصيرة، قاسية... مساحات من البحر و السهول تهبّ فيها الثلوج كالدخان...

Beni son üç gecedir eve bırakmana karşılık bir teşekkürüm olacak sana.
لديّ هدية شكر بسيطة من أجلك، لإعادتي إلى البيت لثلاث ليالٍ على التوالي.

3 gecedir hiç konuğumuz yok.
إنني لم أحظَ بضيوف لثلاثة ليالٍ

Son Birkaç gecedir burada kalıyor.
إنّها مقيمة هنا منذ بضع ليالٍ.

Bir kaç geceliğine kalacağını söylemiştin.
لقد قُلتِ أنها ستبقى لبضعة ليالٍ فقط.

Haftada Birkaç geceliğine, bir iş adamıyla.
.رجل أعمال, بضعة ليالٍ في الأسبوع

Her hafta, Birkaç geceliğine orada çalışacağım.
سأعمل هناك بضعة ليالٍ في الأسبوع.

Geride bıraktığım bir çok uzun gecelerde, kanlı cinayet düşüncelerine çekildim.
ليالٍ طوال قضيتها كثيراً هناك غارقاً بالأفكار لهذا القتل الدموي

Bu gibi gecelerde, son 100 milyon yıldır kaplumbağalar yumurtalarını bırakmak için kendilerini okyanustan dışarı atmakta.
في ليالٍ مثل هذه، وعلى مدى 100 مليون ...سنة، قامت سلاحف مثل هذه بسحب نفسها الى خارج المحيط لطرح بيوضها هنا

Çünkü uzun sonbahar geceleri çalışmak için en ideal zamandır. ...selam verecek kimsenin olmaması, Çünkü uzun sonbahar geceleri çalışmak için en ideal zamandır. ya da tatillerde ve teneffüslerde yalnız olmaksa...
. هذا لأن الخريف لديه ليالٍ طويلة والتي هي أفضل أوقاتٍ للمذاكرة

Anne, son üç geceyi oğlumun doğruyu hiç öğrenemeyebileceği gerçeğiyle geçirdim, veya onun babası olduğumu bilmeyeceğini.
أمي ، لقد أمضيت الثلاث ليالٍ الماضية مستلقٍ يقظاً كئيبًا إزاء حقيقة بأن أبني قد لا يعرف أبدًا من أنا

Birkaç gecelik dinlenme, onu düzeltecektir. Ama şarapta soğuk tavuk da yok.
،ستعالجه بضع ليالٍ من الراحة لكن بلا نبيذ ولا دجاج بارد

Hızlı ve güçlü uçuculardır ve Birkaç gece içinde binlerce kilometre uçabilirler.
إنهم طيّارون سريعون وأقوياء، ويمكنهم السفر ألف ميل في غضون ليالٍ قليلة.