"ليبحث" - Translation from Arabic to Turkish

    • aramaya
        
    • bulmak için
        
    • aramak için
        
    • bulmaya
        
    • arıyor
        
    • arayacak
        
    • yi
        
    • arayan
        
    • baksın
        
    • bakmaya
        
    • bakması
        
    • araması
        
    • bakmak için
        
    Bay Aldrich, Miriam rolü için başka birini aramaya hazır. Open Subtitles السيد أولدريتش مستعد ليبحث عن شخص آخر ليلعب دور مريم
    Sizi aramaya birini göndermeleri an meselesi. Open Subtitles وهي مسألة وقت فحسب حتى يبعثوا شخصاً ما ليبحث عنّي
    Burada mı? Buradaydı ama Yüzbaşı'yı bulmak için Exhampton'a gitti. Open Subtitles لقد كان هنا, لقد ذهب الى اكسهامبتون ليبحث عن الكابتن
    Ama beni aramak için döndüğünde kimseyi görmediğini söylüyor. Open Subtitles الآن إنه يقول أنه عاد ليبحث عنى ولم يجد احدآ
    Tatlı bir kız gördü ve Sihirli Hızlı Geçiş'ten onu bulmaya geldi. Open Subtitles لقد رأى بنت جميلة عبر الباب السحري و اتى ليبحث عنها
    Profesörün himayesine aldığı bir kızı aramaya gelmişti.. Open Subtitles ذلك الولد جاء ليبحث عن الفتاة التي كانت مع الأستاذ
    Onu aramaya nesillerdir kimse gelmemişti ve şimdi bir hafta içinde onu aramaya çıkan ikinci grupsunuz. Open Subtitles مرت أجيال عديده منذ أن أتى أحد ليبحث عنها و الأن أنتم ثانى مجموعه من المغامرين فى أقل من أسبوع توافق على البحث
    İki kişi. Evet. Herkesi onları aramaya sevk et. Open Subtitles احتاج الى العثور على احدهم بسرعة فائقه , شخصين اخرج الجميع ليبحث عنهم
    Burada da bilgisayarı maktuller arasındaki benzerlikleri aramaya programladım. Open Subtitles و هنا، هيأت الحاسب ليبحث عن أي تشابه بين الضحايا.
    Kocam benzin istasyonu aramaya gitti ama... - ama geri gelmedi. Open Subtitles و زوجي ذهب ليبحث عن محظة وقود ولكنه لم يعد
    Sanki orada olacağını biliyordu ve onu bulmak için özellikle oraya geldi. Open Subtitles و كأنه عرف انها ستكون هناك و لقد ذهب لهناك ليبحث عنها
    Kızna güvenli bir yer bulmak için kız kardeşine gitmeyi planlıyordu. Open Subtitles كان يخطط ان يذهب لااخته ليبحث عن مكان امن ل ابنته
    Onu orada kim bıraktıysa aramak için gelecektir. Open Subtitles بغض النظر من تركها هناك سيرجع ليبحث عنها
    Evet, o et hakkındaki bilgiyi almadan hiçbir şey yapamayız ve Booth'ta kaybettiği adamı aramak için güneşin doğmasını beklemek zorunda. Open Subtitles لا يمكننا فعل أي شيء حتى نحصل على تحديد لنوع ذلك اللحم و يجب على بووث أن ينتظر حتى الصباح ليبحث عن الرجل الذي أضاعه
    Saklanmak zorunda olmayacağımız bir yer bulmaya gitti sadece bizim ulaşabileceğimiz bir yer. Open Subtitles ذهب ليبحث عن مكان كي نختبئ فيه، مكان لا يستطيع أحد الوصول إليه سوانا.
    Karşılaşabileceği diğer sorunları bulmaya çalışacak. Böbrek rahatsızlığı ya da kalp anomalisi gibi. Open Subtitles ليبحث عن أي مشاكل أخرى كمرض في الكلى أو عيب في القلب
    Zaman vardı. Birileri onu arıyor olsaydı, yeterli zamanları vardı. Ama kimse yoktu onu arayan. Open Subtitles .كانت هناك وقت ليبحث عنها أحد .لم يكن يبحث عنها أحد
    Gerçekten birinin seni burada arayacak kadar hasta, olabileceğini düşünüyor musun? Open Subtitles هل تظن ان هناك شخص مريض نفسيا بما يكفي ليبحث عنك هنا؟
    Dün de Carly'yi görmeye gelmişti ama o gelmeden çıkmıştı. Open Subtitles لقد أتي ليبحث عنها البارحة ولكنها كانت غادرت حينها
    Genetik özelliklerle birleştiğinde, kimliğini arayan bir erkek çocuğu için babasız büyümek bir stres etkeni olabilir. Open Subtitles ان كان لديك اختلاط من المورثات و ابن نشأ بدون اب ليبحث عن هويته الخاصة ذلك قد يكون عاملا للتوتر
    Sen Alfa Centuari'yi al, Foreman'da Tatooine'ye baksın. Open Subtitles خذ المركبة ألفا سينتوري و ليبحث (فورمان) في تاتويين
    Kalacak bir yere bakmaya gidiyor aslında. Open Subtitles في الحقيقة, لقد ذهب ليبحث عن مكان لنعيش فيه.
    Sana bir yer bakması için Jared'i ayarlarım. Sen semti söyle yeter. Open Subtitles سأكلف جاريد ليبحث لكي عن شقه جديده فقط اخبريني باسم الحي الذي تريديه
    Zaman her şeydir ve mümkün olduğunca çok insanın onu araması gerekiyor. Open Subtitles الوقت هو كل شيء ونحتاج أكبر عدد من الأشخاص بالخارج ليبحث عنها بقدر الإمكان
    Eminim siyah sakız kökünü içeriğine bakmak için almıştır. Open Subtitles أنا متاكدة انه اشترى جذر الصمغ الأسود ليبحث في خصائصه الطبية

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more