"ليبدو" - Translation from Arabic to Turkish

    • görünmesi için
        
    • görünmesini
        
    • görünmek için
        
    • göstermek için
        
    • görünmeye
        
    • görünecek
        
    • göstermeye
        
    • gösterttin
        
    • gözükmek için
        
    Tavan gerçek değil. Gece göğü gibi görünmesi için büyü yapılmış. Open Subtitles هذا ليس سقفاً حقيقياً، لقد سحروه ليبدو كالسماء بالليل
    Edgar, başka bir şey yapıyormuşum gibi görünmesi için altağımı örtmen gerekiyor. Open Subtitles ليبدو الأمر كأني أقوم بشيء اخر يمكن أن ينتهي الأمر بنا جميعاً للزج في السجن
    Bir kazaymış gibi görünmesini sağladı, sanki baban bir boğayı öldürmek için arenaya çıkmış gibi gösterdi, fakat tam bir cinayetti. Open Subtitles رتب الأمر ليبدو حادثة كما لو أن والدك ذهب للحلبة لكنها كانت جريمة طوال الوقت
    Muhtemelen farklı görünmek için estetik ameliyatı oldu. Open Subtitles ربما أجرى عملية تجميلية ليبدو مختلفاً على أي حال
    Ama o oda, asıl katil yapmış gibi göstermek için düzenlenmişti. Open Subtitles لكن مسرح جريمة ذلك الفندق كان مُعداً ليبدو مثل قاتل العلامة المميزة
    Pekala, senin için güzel görünmeye çabalayan... güzel kadınlara kameranın lensinden bakmak... nasıl bir duygu bakalım? Open Subtitles حسنا وماذا يبدو لك عندما ..تنظر من هذه العدسه ل هؤلاء الفتيات الجميلات الاتى يبذلون جهداَ ليبدو جيدين لك؟
    Sonuçta ikna oldum. İkon olarak tasarladık, farklı görünecek, bir çocuğa ait olduğu belli olacak TED لذلك اقتنعت بالفكره. فقمنا بتصميمه ليكون على شكل ايقونات وصور، ليبدو مختلفاً, وليبدو كشئ للاطفال, لكن ايضا ليس لعبة.
    Birileri buraya gelip, hiçbir şey olmamış gibi göstermeye çalışmış. Open Subtitles شخص ما بطريقته الخاصة قام بعمل الكثير ليبدو وكأن شيئاً لم يحدث هنا
    Gasp gibi görünmesi için bütün eşyalarını aldım. Ama o kahrolası kol düğmesini çıkaramadım. Open Subtitles أخذتُ كل الأغراض ليبدو الأمر كعمليّة سرقة لكنني عجزتُ عن إخراج زر الكمّ ذلك
    Bombalamada ölmüş gibi görünmesi için ayarlanmış. Open Subtitles وتم إفتعال الأمر ليبدو ميتاً وسط الإنفجار
    Kabul edilebilir görünmesi için elimizdeki tek seçenek bu. Open Subtitles هذه الطريقة الوحيدة ليبدو الأمر قانونيا.
    Şimdi bunu alacağım... ve ateş gibi görünmesi için ağzına saplayacağım. Open Subtitles إذاًسآخذهذه... واضعها عند الفم ليبدو كما لو كان به لهب
    Soygun gibi görünmesini istemiş. Open Subtitles لا يوجد لغاية الآن و قام بإعداد الامر ليبدو كسرقة
    Tuhaf bir ilaç içirip, iyi olmadığı halde iyi görünmesini mi sağladın? Open Subtitles هل أطعمته دواء ليبدو بأنه بخير بينما هو ليس بخير ؟
    - Peki ya kendine böyle görünmesini sağlayan bir şey enjekte ettiyse? Open Subtitles ماذا لو حقنت نفسها بشئ ليبدو أنها ماتت
    Şüpheyi üzerinden atıp kahraman gibi görünmek için planladı her şeyi. Open Subtitles فبرك الأمر كله ليبدو بطلاً، و استبعاد نفسه عن لائحة المشتبه بهم
    Polislere ve diğer ajanlara sahici görünmek için şapkayı arka cama koydu. Open Subtitles إذا هو وضعها في النافذه الخلفيه ليبدو انه شخص صالح للعملاء و لرجال الشرطه
    Richard o yüzükleri Ray yapmış gibi göstermek için çıkarmış olabilir. Open Subtitles ريتشارد نزع ذلك الخاتم ليبدو أن راى الذى قتلها
    Biri patlamış gibi göstermek için lastigin havasını boşaltmış. Open Subtitles جيبز : يبدو أن شخصا ما قام بافراغه من الهواء ليبدو كأنه مثقوب آبي :
    Babalardan biri az önce bana dünyanın en güzel şeyini söyledi bebekler doğduğunda babaları gibi görünmeye programlanmışlar. Open Subtitles أحد الأباء بالذات قال لي بأن أكثر شيء أناقة الأطفال مُبرمجين ليبدو كالأباء عندما يولدون
    Burada dâhice işler yapıyorum ve yanımda durup etkilenmiş görünecek kimse yok. Open Subtitles أنا أستعمل مهاراتي الذكية جدا في الأعلى و لا يوجد أحد حولي ليبدو مبهورا
    Birisi onu vurmuş, daha sonra da bunu bir intiharmış gibi göstermeye çalışmış. Open Subtitles شخص ما أطلق النار على رأسه ليبدو ذلك انتحاراً
    Julie'nin çalistigi gazetenin sahibi sensin. Julie'yi o öldürmüs gibi gösterttin. Open Subtitles أنتَ مالك الصحيفة التي تعمل بها (جولي)، و قدّ دبرتَ الأمر ليبدو أنّها قـُتلت بسبب تهورها.
    Bu aralar birine güzel gözükmek için çok kilo veren oldu mu hiç? Open Subtitles أخسر أيّ أحدٍ هُنا مُؤخراً وزناً كبيراً في مُحاولة ليبدو مُناسباً لشخصٍ؟

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more