Yalnızca çocukların söylediği bir şey öcüyü uzak tutmak için. | Open Subtitles | إنه فقط كان شيئاً يقوله الأطفال ليبقوا الرجل الشرس بعيداً |
Amerikalıların satış sözleşmeleri ile zulüm işlediklerinin kanıtı olsaydı, olayları örtülü tutmak için onları öldürmek isteyenler olduğunu söyleyebilirim. | Open Subtitles | بارتكاب فظائع في مناطق خارجية حيث توظفهم الولايات المتحدة فيمكن أن أقول أن ثمة أُناس سيقتلون ليبقوا ذلك مدفون |
Şu tenekedeki jel, büfede yiyecekleri sıcak tutmak için kullandıkları. | Open Subtitles | ستيرنو، العلب الصغيرة التي يضعونها في البوفيه ليبقوا الطعام دافئاً |
Hayatta kalmak için derin bir kelno'reem durumuna geçmiş olmalılar böylece kalp atışları dakikada bir veya ikiye kadar yavaşlamıştır. | Open Subtitles | ليبقوا أحياء, لابد أنهم وضعوا أنفسهم في حالة عميقة من الكلنوريم يبطئون نبض القلب لنبضة أو اثنان في الدقيقة |
İnsanlar düzde kalmak için her şeyi yapar. | Open Subtitles | الناس يعملون ما يتطلبه الأمر ليبقوا على قيد الحياة |
Bunlar özel öğrenciler kalacak yerleri yok burada kalıyorlar. | Open Subtitles | هؤلاء الطلاب المميزين لم يكن هناك مكان ليبقوا فيه لذا بقوا هنا |
İpek panayırı olmazsa, kumar da olmaz. Bölgelerini sağlam tutmak için. | Open Subtitles | وبدون المعرض فما من مقامرة، إنهم يتصالحون ليبقوا أعمالهم |
Muhafızlar bizi bu vadide tutmak için büyü yapıyor olmalı. | Open Subtitles | الحرّاس يستخدمون السحر ليبقوا علينا محصورين بالوادي. |
Eğer yeni spor salonuna yaptıkları yatırımı müzik sınıfını açık tutmak için harcasalardı, ben... | Open Subtitles | إذا أنفقوا جزء صغير مما تكلفته صالة الألعاب الرياضية ليبقوا برنامج الموسيقى هذا |
Pirinç tarlasında üzerine atladığım metali şimdi taco satıcılarını çimenliğimden uzak tutmak için kullanıyorlar. | Open Subtitles | يستخدموه الآن ليبقوا باعة التاكو بعيدين عن باحتي |
Daha sonra herkesi dışarıda tutmak için kapıları kapadılar ama birinin kapanmasını engellediler yüzlerce kilogram ağırlıktaki tablolarla 350 kilogram adamı sezdirmeden yüklemeye hazırlanırken bizim bildiğimize göre, bir... | Open Subtitles | ثم يغلقوا البوابات ليبقوا الجميع فيالخارج... ولكنهم يبقون إحداها مفتوحاّّ ... بينمايعدونحمولتهمبسرية... |
Daha sonra herkesi dışarıda tutmak için kapıları kapadılar ama kapılardan birinin açık kalmasını sağladılar yüzlerce kilo ağırlıkta olan tabloları helikoptere yüklemeye hazırlanırken... ve 350 kilo ağırlıktaki kendileri de aynı helikoptere binecekken. | Open Subtitles | ثم يغلقوا البوابات ليبقوا الجميع فيالخارج... ولكنهم يبقون إحداها مفتوحاّّ ... بينمايعدونحمولتهمبسرية... |
Zamanımın yarısı, burayı açık tutmak için NYPD'ye üfleyerek geçiyor. | Open Subtitles | قضيت نصف وقتي وأنا انفخ على شرطة نيويورك " ليبقوا هذا المكان مفتوح" |
Triffid'leri dışarıda tutmak için duvar örüyorlar. | Open Subtitles | هم يبنون جدار ليبقوا الترايفد خارجا |
Hatta ayaktakımını dışarıda tutmak için mülkün etrafı telle çevrildi. | Open Subtitles | حول الملكية ليبقوا الناس بعيدًا - لذا ابتكرنا - |
Belki de kurt adamlar vampirleri uzak tutmak için uydurmuştur. | Open Subtitles | ربّما أختلقها (المذؤوبين)، ليبقوا (مصاصين الدماء) بعيداً عنهم |
Evet, ama hayatta kalmak için bunu her gün yapmalılar. | Open Subtitles | أجل , لكن يتحتم عليهم قتل بشري بكلّ يوم ليبقوا أحياء. |
Burada sarhoş olmak için değil sarhoş kalmak için içerler. | Open Subtitles | هؤلاء الناس لايشربوا لكي يثملوا انما يشربون ليبقوا ثملين |
Çoğu Amerikalı gündemden haberdar kalmak için yerel haberleri takip ediyor. | Open Subtitles | لقد تعلمت مؤخراً أن معظم لأمريكيين يشاهدون الأخبار المحليه ليبقوا على اطلاع |
Bunlar özel öğrenciler kalacak yerleri yok burada kalıyorlar. | Open Subtitles | هؤلاء الطلاب المميزين لم يكن هناك مكان ليبقوا فيه لذا بقوا هنا |
Bazıları buraya kalacak güvenli bir yere ihtiyaç duyduklarında gelir. | Open Subtitles | بعض الناس يأتون إلى هنا عندما يحتاجون الى مكان آمن ليبقوا فيه |
Bildiğim çoğu Teksaslı çitin kendi tarafında kalacak kadar akıllılar. | Open Subtitles | مُعظم المكسيكيّون الذين أعرفهم أذكياء كفاية ليبقوا في الجانب الآخر من السياج |