Bir sinekkuşu diğer türlerle çatışmadan kaçınmak için çok çaba sarf etmiştir. | Open Subtitles | احد الطيور الطنانة ذهب الى طول عالى ليتجنب المنافسه مع الانواع الاخرى. |
Rasheed askeri hava saldırısından kaçınmak için nüfusu yoğun bir yer seçmiş olmalı. | Open Subtitles | رشيد سوف يختار قريه ماهوله ليتجنب ضربه جويه عسكريه |
Ya da birinden kaçınmak için yolunu değiştirdiği? | Open Subtitles | او قام بأمور اضافية ليتجنب احدهم؟ |
Birdenbire servet sahibi olan, 3 TV kanalı sahibi, borçlardan ve davalardan kaçmak için Başbakan olan bir adam. | Open Subtitles | رجل يصبح ثريا فجأة و يملك قنوات تلفزيونية ثم يصبح رئيس المجلس ليتجنب دفع أموال الدعاوي |
Savaştan kaçmak için atını sakatlamış. | Open Subtitles | يبدو أنه جعل حصانه أعرجاً ليتجنب المعركة |
Bush, Vietnam'dan kaçınmak için mi Teşkilat'a katıldı? | Open Subtitles | أولاً، هل (بوش) دخل الحرس الوطني ليتجنب الذهاب إلى (فيتنام)؟ |
Tutuklanmaktan kaçmak için de öldürecektir, buna şüphe yok. | Open Subtitles | سيقتل أي أحد ليتجنب القبض عليه لا تشكّوا بالأمر |
Yargıç Ludwig çarpmadan kaçmak için yönünü değiştirmiş ve bariyerlere girmiş. | Open Subtitles | القاضي لودويغ انحرف ليتجنب الاصطدام |
Kaçınılmazdan kaçmak için deliliği kullanıyor. | Open Subtitles | هو يستغل الجنون ليتجنب المحتوم |