"ليتزوج" - Translation from Arabic to Turkish

    • evlenmek için
        
    • evlenecek
        
    • evlenmeye
        
    • evliliği
        
    • ile evlendi
        
    • evlenmesi için
        
    • evlendiği için
        
    Bu salak şehre geldim ve en yakın arkadaşım evlenmek için beni sepetledi... Open Subtitles - لقد أتيت لهذا المدينة الغبية ، وأعزّ صديق لي تخلّى عني ليتزوج
    Rachel ile evlenmek için, Yakup yedi yıl daha çalışmak zorunda kaldı. Open Subtitles و ليتزوج من "راحيل" أُرغم "يعقوب" للعمل سبع سنين أخرى
    Güzeller güzeli Claire Pritchett'la evlenecek olan şanslı adamı merak etmiştim hep. Open Subtitles لطالما تساءلت من سيكون محظوظا كفاية ليتزوج كلير بريتشيت الجميلة
    Hepinizin tanıdığı ve şirkette başarılara imza atacak ve her anlamda kendi dengiyle evlenecek kadar akıllı olan adama... Open Subtitles رجل كلكم تعرفونه رجل سيجعل هذه الشركة أفضل رجل ذكى كفاية ليتزوج امرأة مساوية له فى كل شئ
    İyi ama ikimiz Copa'da buluşacaktık, onu evlenmeye ikna edecektik. Open Subtitles لكن في "كوبا" حينما نتقابل سأحاول الحصول عليه ليتزوج مني
    Kardeşinin dul karısıyla hanedan evliliği yapmak için. Open Subtitles ليتزوج من أرملة أخيه من أجل الحكم
    Savaştan dönen Jean, Andrée ile evlendi ve birlikte film yapmaya başladı. Open Subtitles بعد الحرب ليتزوج جان من آندريه و ليدخل في صناعة السينما برفقتها
    Seninle evlenmesi için nasıl bir güneyli işe yaramazı kandırdın? Open Subtitles أيّ نوع من القمامة الجنوبية خدعته ليتزوج بكِ؟
    ...ve inanıyorum ki nişanlın senin gibi inanılmaz bir kadınla evlendiği için çok şanslı bir adam olacak. Open Subtitles وأعلم أن خطيبك رجل محظوظ للغاية ليتزوج امرأة رائعة مثلك
    Jin-Rong'un kocası gibi bir uyuzla evlenmek için deli olmak lazım. Open Subtitles على المرء أن يكون مجنونًا ليتزوج فاشلاً، مثل زوج (جين رونغ)
    Johnnie onunla evlenmek için bir aziz olması gerek. Open Subtitles يجب على جوني ان يكون قديس ليتزوج منها
    Kurbanları arasında bir zamanlar yakın arkadaşı ve danışmanı olan harika bir devlet adamı ve filozof Thomas More ve Henry'nin evlenmek için ülkeyi paramparça ettiği yeni kraliçe Anne Boleyn vardı. TED من بين ضحاياه رجل الدولة العظيم والفيلسوف توماس مور - الذي كان سابقاً صديقه المقرب ومستشاره - وآن بولين، الملكة الجديدة التي مزق هنري البلاد ليتزوج منها.
    Onu bana Junior verdi. Başka bir kızla evlenmek için Güney Amerika'ya gitti. Open Subtitles (جونيور) أعطانيه وذهب إلى أمريكا الجنوبية ليتزوج من فتاة آخرى
    O evlenmek için bir adım atıp nişanlanıyor. Open Subtitles إنه مخطوب ليتزوج
    - Evliliğe karşı olmamak evlenmek için neden değildir. Open Subtitles ، وهذا 'ق أي سبب ليتزوج.
    Müteahhit, Sweety ile oğlu evlenecek diye bana dünyanın parasını veriyor. Open Subtitles يدفع البناء لى ليتزوج ابنه من سويتى
    Bir öpücük ve oğlan kızla evlenmeye hazır bile. Open Subtitles قبلة واحدة وأصبح مستعداً ليتزوج الفتاة
    O kötü adamın başrol kadınla... evlenmeye geldiğini nereden bilebilirdim ki! Open Subtitles كيف كان من المفترض لى ...ان اعرف ان ذلك السافل قد جاء ليتزوج من البطله ... .
    evlenmeye gitti. Open Subtitles غادر ليتزوج.
    Tiberius bile erkek kardeşinin dul eşiyle hanedan evliliği yapmak için sevgili karısından ve üç çocuğundan vazgeçti. Open Subtitles حتي "تايبيريوس" الإمبراطور تخلي عن زوجته و أبناءه الثلاثه ليتزوج من أرملة أخيه من أجل الحكم
    Prens aşk evliliği yapmakta özgür değil. Open Subtitles لان الأمير ليس حراً ليتزوج من يحب
    Amsterdam'da saygılı arkadaşı ile evlendi.. Open Subtitles الي امستردام ليتزوج صديقة المحترم جي
    Ona evlenmesi için çok baskı yaptın da o yüzden. Open Subtitles هذا لأنك دفعتيه بقوه ليتزوج
    Ve sizin gibi bir kadınla evlendiği için onun iyi olduğunu. Open Subtitles وقلت لديه كل الحق ليتزوج امرأة مثلك

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more