| O bu kadar yolu onu bulmak için geldi. | Open Subtitles | وقد جاء كل هذه المسافة إلى هنا ليجده |
| Sonra da onu bulmak için evine döner. | Open Subtitles | ومن ثم يعود من حيث بدأ ليجده هناك |
| - Birileri onu bulmak için komplo mu kurdu? | Open Subtitles | أتتدعي بأن شخص ما لفق له الصورة ليجده |
| Mesela birisi bulsun diye bir yere bir şey bırakırız. | Open Subtitles | مثلا ، ربما يترك شخص شيئا على الدرج ليجده شخص آخر |
| Bunu yapan kişi neden onu birileri gelip bulsun diye arkasında bırakır ki? | Open Subtitles | مَن أخترعه، لمَ يتركه وراءه ليجده شخص آخر؟ |
| Birisi onu bulmak için üzerine suç attı yani. | Open Subtitles | أتتدعي بأن شخص ما لفق له الصورة ليجده |
| Savaşçılarını onu bulmak için gönderecektir. | Open Subtitles | سيرسل محاربيه ليجده |
| Akıllı bir canavarın onu bulmak için ihtiyaç duyacağı her şeyi bana bırakmadan Deb'i alıp götürmüş olamaz. | Open Subtitles | "ما كان ليأخذ (ديب) ما لم يترك لي كلّ ما قد يحتاجه وحش ذكيّ ليجده" |