Hayır, o Sheridan'a at almaya gitti. | Open Subtitles | لا، ذَهبَ إلى شريدان ليحضر بَعْض الخيول. |
Olamaz, işkence aletlerini almaya gitti. | Open Subtitles | اوه لا , لقد ذهب ليحضر ادوات التعذيب الشريرة |
- Birisi şu kum torbalarını getirsin. - Sakin ol. Gayet iyi gidiyorsun. | Open Subtitles | ـ ليحضر أحدكم حقائب الرمال ـ على رسلك، أنت تعمل كسدادة بشكل جيد |
Açlıktan ölüyorum! Biri hemen bana yiyecek birşeyler getirsin! | Open Subtitles | أنا أتضور جوعاً ، ليحضر أحدكم لي طعاماً ، بسرعة |
FBI atınca ceset torbasını almak için Ajan Axelrod sizi izliyor. | Open Subtitles | العميل أككسيرود يتعقبك ليحضر كيس الجثث عندما تلقي بك المباحث الفدرالية |
Birileri yardım çağırsın. Doktor falan çağırın. | Open Subtitles | ليحضر أحدكم المساعدة، فلتستدعوا المسعفين |
Eğer o silahı alacak biri varsa o da benim. | Open Subtitles | إذاً أى أحد سيذهب ليحضر ذلك المسدس سوف يكون أنا |
Hemen birisi portakal suyu getirmeye gitti, başka birisi sosisli sandviç satınaldı, bir diğeri metro polisini çağırdı. | TED | وعلى الفور، ذهب أحدهم ليحضر عصير البرتقال وأحضر له شخص بعض النقانق، وأحضر شخص شرطي الأنفاق. |
Adama düzgün yemekler getirmesi için para verdim. | Open Subtitles | أعطيت الرجل بعض النقود ليحضر بعض الطعام الجيد |
Akşam yemeğinden sonra montu almaya ormana gider ve çoğu zaman köpekle geri dönerdi. | Open Subtitles | وبعد العشاء يرجع ليحضر المعطف وغالباً يعود ومعه الكلب أيضا |
On dakika kadar önce bana ateş sakızı almaya gitmişti. | Open Subtitles | هل يعلم أحدكم أين هو آنج ؟ لقد غادر منذ عشر دقائق ليحضر لي علكة نارية |
Pekala, tek eksiğimiz yardımcı asistan Nik, fakat o da Winnipeg'e Blanca'yı almaya gitti. | Open Subtitles | حسنا بقي واحد هو نيك مساعد الإنتاج لكنه ذهب إلى زينبج ليحضر بلانكا |
Biri yardım getirsin! | Open Subtitles | ليحضر أحد المساعدة إحملوا الستار إجلبوا الطبيب |
Sağ olun. Ufak bir mola vereceğiz. Biri bize bira getirsin! | Open Subtitles | شكراً, سوف نأخذ إستراحة ليحضر شخص ما بعض البيرة لنا. |
Barmenine de haber ver, sana yemek getirsin. | Open Subtitles | وأتصل بساقى الحانة ليحضر لك الطعام هنا |
Çıkıkçıya götürün. İçki almak için nasıl sürünerek gidiyordu, yine sürünerek gitsin. | Open Subtitles | خذه إلى بن كايسي دعه يزحف كما كان يزحف ليحضر الشراب |
Biri hemen doktor çağırsın. | Open Subtitles | ليحضر لى شخص ما الطبيبِ فوراً. |
O halde, kasabaya geri dönüp yeni bir tane alacak şanslı da sen oluyorsun. | Open Subtitles | حسنأ، أنت من سيرجع للمدينة ليحضر عجل جديد |
Paltomu getirecek. Paltomu getirmeye gitti, Joey! | Open Subtitles | سيذهب ليحضر معطفي سيذهب ليحضر معطفي يا جوي |
Sonra da biz sigaramızı içerken, kahvelerimizi getirmesi için başka birisini gönder. | Open Subtitles | منذُ متى ونحنُ ندخن ،وحتى أرسلنا شخصٌ آخر، ليحضر لنا القهوة. |
Buraya bir doktor getirin. | Open Subtitles | ليحضر الاسعاف إلى هنا |
Ayrıca vereceğimiz partiye Koca Joe'yu da davet ettim. | Open Subtitles | وقد دعوت بيج جو ليحضر للحفل أيضا |
Eğer bu odaya üçüncü bir kişi girerse, kahve getirmek için bile olsa, yasakları delmiş oluyorum. | Open Subtitles | إذا أتى شخص ثالث الى الغرفة، حتى ليحضر القهوة فسيُعتبر خرق للحظر |
Ve onun sana kahve getirmesini isteyip istemeyeceğini sormuştum. | Open Subtitles | وأريد أن أعلم إن كنتِ ترضي به ليحضر لك القهوة. |
Pastayı ben alacağım. Birilerinin dekorasyon malzemelerini alması lazım. | Open Subtitles | لذا, سأحضر الكعكة لكن أحتاج شخص ما ليحضر الزينة |