sana gerçekte kim olduğunu ve ne hissedeceğini söyler. | Open Subtitles | ليخبركِ بمن تكونين حقاً وبما ينبغي أن تشعري به |
- O aradı, birisinin, çevirdiğin dolabı bildiğini sana söyledi. | Open Subtitles | لقد اتصل ليخبركِ أنّ أحداً قد اكتشف خدعتكِ |
Eminim baban da bunu sana söylemiştir, bir yerlerden alınmayı hiç sevmiyorum. | Open Subtitles | متأكد كما لو كان ليخبركِ والدكِ لا أحب أن يتم إحضاري |
Kendince bulabileceğin şeyleri bir doktorun sana söylemesine gerek yok. | Open Subtitles | أنتِ لست بحاجة للدكتور ليخبركِ أنكِ ستصبحين امرأة ناجحة |
- sana yardımcı olamayacağımı söylemem için. | Open Subtitles | إذًا لمَ أرسلك؟ ليخبركِ أنه لا يمكنني مساعدتك. |
Kötü koktuğunu bir başkasından duymalısın. Mike, dönüşte sana naneli şeker getireceğim. | Open Subtitles | تحتاجين شخصاً آخر ليخبركِ بأنها سيئة "مايك" سأحضر لك معطر فم بنكهة النعناع |
Vicki, muhtemelen bunu duymaya hazır değilsindir ama Cee Lo'nun sana söylemek istediği bir şey var. | Open Subtitles | يا (فيكي)، أنتِ على الأحرى لستِ مستعدةً لسماعِ هذا. لكن (سي لو) لديه شيءٌ ليخبركِ بهِ. |
Dacus'un sana söylemek istediği bir şey var. | Open Subtitles | . دوكاس)، لديه شيءٌ ليخبركِ به) |
Alan'ın sana söylemek istediği bir şey var. | Open Subtitles | (آلان)، لديه شيء ليخبركِ إيّاه. |
Eep, baban burada olsaydı, sana derdi ki- | Open Subtitles | (إيب)، إن كان والدكِ هنا، كان ليخبركِ أن ... |