"ليخبرنا" - Translation from Arabic to Turkish

    • söylerdi
        
    • anlatmak
        
    • anlatmaya
        
    • söylemek için
        
    • buraya
        
    Eger bilmemiz gereken bir sey olsa Tommy bize çoktan söylerdi, tamam mi? Open Subtitles إذا كان هناك شئ نحتاج لمعرفته تومى كان ليخبرنا عنه , حسناً ؟
    Eğer bilmemiz gereken bir şey olsa Tommy bize çoktan söylerdi, tamam mı? Open Subtitles إذا كان هناك شئ نحتاج لمعرفته تومى كان ليخبرنا عنه , حسناً ؟
    Bize anlatmak için yola çıktı fakat asla ulaşamadı. Open Subtitles كان فى طريقة ليخبرنا ولكنه لم يصل ابداً
    Planınızı anlatmak için okyanusun yarısına kadar kürek çekti. Open Subtitles جاء عبر المحيط ليخبرنا عن خطتك
    O akşam direksiyona kesinlikle geçemeyeceğini anlatmaya yetecek kadar. Open Subtitles مما يكفي ليخبرنا أنه مستحيل أن كانت خلف المقود تلك الليلة
    Öğrenciler, eyalet onaylı konuşmacımız bize bedenimizi anlatmaya geldi. Open Subtitles حسناً أيها الطلاب، متحدثٌ مرخص من الولاية موجودٌ هنا ليخبرنا عن أجسادنا
    Hayır, bize katil olmadığını söylemek için normal yöntemlerini bıraktı. Open Subtitles كلاّ. لقد خرج عن أسلوبه ليخبرنا أنّه ليس القاتل.
    "dedi. Ama sen buraya tekrar gelen ve yaptıklarını anlatan ilk kişisin. TED و لكنك أول من يعود غلينا ليخبرنا عما فعل.
    Bir şey bilseydi pentatolün etkisiyle söylerdi. Open Subtitles كان ليخبرنا بما يعرف تحت تأثير البنتثول
    Sean O'Malley okudu. Bize söylerdi. Open Subtitles (شون أومالي) قرأه وكان ليخبرنا إذا قرأ شيئاً عنه
    Eğer babamın bizimle alakalı bir planı olsaydı, bize söylerdi. Open Subtitles خطةً لنا كان ليخبرنا
    - Bize söylerdi. Open Subtitles كان ليخبرنا
    Her zaman söylerdi. Open Subtitles كان ليخبرنا
    Fırsatçılıktan yararlanarak ikisinin cesedini hikaye anlatmak için kullandı. Open Subtitles إستفاد من إستخدام جثتيهما ليخبرنا قصّة.
    buraya gelmek ve bize neler olduğunu anlatmak istiyor. Open Subtitles يريد المجيء ليخبرنا ما حدث
    Bay Arnold Huxton, Ambar İşçileri Sendikası'na kaydolmanın bizim için ne yapabileceğini anlatmak için burada. Open Subtitles السيد (ارنولد) هنا ليخبرنا بماذا ستقدم لنا النقابة عندما نوقع.
    Tanrı adamının bize anlatmaya geldiği şey budur. Open Subtitles إنه الشيء الذي جاء رجل الله ليخبرنا به
    Cyrus ne olduğunu anlatmaya çalışmıyordu. Open Subtitles سايرس لك يكتب لنا ليخبرنا بما حدث
    "Tilki Kuyruğu" nu anlatmaya hazır. Open Subtitles انه مستعد ليخبرنا ماهو ذنب الذئب
    Bazen nasıl öldüklerini söylemek için cesetleri açmasına bile gerek kalmıyor. Open Subtitles في بعض الأحيان لا يحتاج لأن يفتح الجثة ليخبرنا كيف قد مات الشخص
    Sağ salim vardıklarını söylemek için aradı lordum, hepsi o kadar. Open Subtitles لقد إتصل ليخبرنا بأنهما وصلا بالسلامة يا سيدي لكن ذلك كل شيء
    Kendisi, sihirin hâlâ etkili olduğu dünyanın en ücra köşelerinden buraya dönmüş olup bizlere, tabiat kanunlarının nasıl alt üst edilebileceğini gösterecek. Open Subtitles من اقصى اركان الارض حيث لا يزال للسحر تاثير عاد الينا ليخبرنا كيف ان
    Peki ya, John buraya vaktimizin gelmediğini söylemeye gönderilmişse? Open Subtitles ماذا لو تم إرسال جون إلينا ليخبرنا بأنها ليست في عصرنا؟

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more