Herkesin yapacak bir şeyi Ve gidecek bir yeri vardı. | Open Subtitles | كل شخص لديه شيء ليفعله أو مكاناً ليذهب إليه |
Böylece parası Ve gidecek bir yeri olur. | Open Subtitles | وحينها سيكون لديه نقود و مكان ليذهب إليه |
Eric çok korkmuştu. Şehri terk etti. Ve gidecek hiçbir yeri yok. | Open Subtitles | أعني أن "إريك" كان خائفاً جداً وترك المدينة وصدقني ليس عنده اي مكان ليذهب إليه |
Beyin sıvısı akmaya başladığında, gidecek bir yeri olmaz. | Open Subtitles | , و عندما يتورم المخ هكذا ليس لديه مكان ليذهب إليه |
- Ve gidecek bir yeri de yok. | Open Subtitles | ليس لديه أي مكان ليذهب إليه |
Çocuğun gidecek bir yeri yoktu. | Open Subtitles | الطفل ليس لدي مكان ليذهب إليه |
gidecek bir yeri yok. | Open Subtitles | ليس لديه أي مكانٍ ليذهب إليه |
gidecek bir yeri yok. | Open Subtitles | لا مكان لديه ليذهب إليه |
- gidecek bir yeri yok. | Open Subtitles | -ليس لديه أي مكان ليذهب إليه |