"ليراها" - Translation from Arabic to Turkish

    • görmek için
        
    • görmesi
        
    • görebileceği
        
    • görebilmesi
        
    • görsün diye
        
    Gerçekten de bunu tekrar görmek için 20 yıl bekledi. Open Subtitles بالفِعل، إنتظر عشرون عاماً ليراها مُجدداً.
    O bir fikrin var mı bant ne tür oğlunu görmek için gidiyordu? Open Subtitles هل لديها اى فكرة اى نوع من الفرق الموسيقية كان ابنها يذهب ليراها ؟
    Onların özel olacağını sanmıştım, bütün dünyanın görmesi için değil. Open Subtitles من المفترض أن تكون خاصة، وليست معروضة ليراها العالم أجمع.
    İçinizden gelenin, insanların görmesi için dışarı çıkması gerekir. TED لذا ينبغي إظهارها للخارج، ليراها الناس.
    Herkesin görebileceği şekilde. Yani bilginizi giriyorsunuz. Sonra, Londra metro sistemindeki gibi, küçük trenler sizin düşüncelerinizle dolaşıyorlar. TED فقط ليراها الجميع. تقوم بإدخال معلوماتك وحينها مثل نظام مترو الأنفاق في لندن القطارات الصغيرة تنقل رأيك.
    Pişman değildi. Kendiyle gurur duyuyordu. Herkesin sonsuza kadar görebileceği çıplak fotoğraflarım etrafta dolaşıyor ve o bununla gurur duyuyor. Open Subtitles لم يكن يشعر بالأسف ، لقد كان فخورا بما فعله ، بوضع صور عارية لى ليراها الجميع للأبد.
    Müzelerde de bu aynı şekildedir, bir heykel parçalar halinde bulunmuşsa insanların görebilmesi için parçalar birleştirilir. TED يعمل هذه الأمر تماماً إذا زرتم متحفًا، وتم إيجاد التمثال على شكل شظايا، توضعُ معًا ليراها الناس.
    Cesedin üzerinde değişiklik yaptığı belli ve buraya onu bütün dünya görsün diye bırakmış. Open Subtitles أجرى تغييرات على الجثّة بعد تشريحها. ووضعها هنا ليراها العالم.
    En azından gittiğini görmek için burada değildi. Open Subtitles علي الاقل لم يكن موجود ليراها ذاهبة
    ...üç kez bizim cesur gemimiz .şeytanı görmek için çok derine battı. Open Subtitles "ثلاث مرات تدور سفينتنا الشجاعة، وتغرق في الأعماق ليراها الشيطان"
    Belki onu görmek için eşim getirmelidir. Open Subtitles ربما علينا أن نحضر زوجتي إليه ليراها
    Dünya görmek için apaçık ortada. Open Subtitles 'تظهر جليًا ليراها الجميع'
    Tedavi bulamamış olsa bile Herkül onu görmek için her şeyi yapar. Open Subtitles و حتى لو لمْ يكُ ...يملكُ علاجاً سيفعل (هرقل) أي شيءٍ ليراها ثانيةً
    Onlar tapınak kalıntılarında, hepinizin görmesi için yazılmışlar. Open Subtitles لقد أتت من جدران المعابد القديمة مكتوبة على الحجر , ليراها الجميع
    Herkesin görmesi için kamusal alanda olmalı, yoksa bunun anlamı ne olur? Open Subtitles يجب أن يكون على المسرح العام ليراها الجميع وإلاّ فما الفائدة؟
    Bu resmin herkesin görmesi için çerçevelenmesi gerek. Beklemeye ne hacet? Open Subtitles كيف باستطاعتنا ان ننتظر لحظة اطول لروية هذه اللوحة باطار ومعلقة ليراها الجميع
    Failleri yakalayın ve onları herkesin görebileceği bir yere asın. Open Subtitles مطاردة الجناة ولقد لهم موتر تصل ليراها الجميع.
    Gerçek karşınızda, bütün dünyanın görebileceği bir yerdedir. Open Subtitles الحقيقة موجودة هنا ليراها العالم
    Neden saygı gören bir özel dedektif müşterisinin milyon dolarlık tablosunu çalıp herkesin görebileceği bir yere, yatak odası duvarına assın ki? Open Subtitles لماذا تقوم محققة خاصة شهيرة بسرقة لوحة أحد عملائها التي ثمنها عدة ملايين من الدولارات وتضعها بعد ذلك على حائط غرفة نومها ليراها أي أحد؟
    Öldüğüm zaman bu şey Smithsonian* enstütüsünde herkesin görebilmesi için sergilenecek. Open Subtitles عندما أموت هذه ستحفظ في المتحف ليراها الجميع
    Tüm dünyanın görebilmesi için bu harika parmakların gün yüzüne çıkması lazım. Open Subtitles اصابع بهذه الروعه يجب أن تلوح ليراها العالم
    İnsanların bende olan bir şeyi istemelerini sağlıyorum çünkü ben oradayken, ruhumu yırtıp herkes görsün diye ortaya çıkarıyorum. Open Subtitles أجعل الناس ترغب في شيء لديّ لأنني حينما اكون بالخارج أمزق روحي وأعرضها ليراها الجميع

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more