Bunu hoş karşılayacak yapıya sahip biri değil. | Open Subtitles | وهي ليست الشخص الذي يأخذ الفشل بصدرٍ رحب. |
Elle'yi kaybettik ama yeri doldurulamayacak biri değil. | Open Subtitles | أجل، لقد خسرنا (إيل) لكنها ليست الشخص الذي نعتمد عليه. |
O dahi biri değil ama işin gerçeği, Turner beyazları öldürüyor ve bu sadece bir hikaye değil. | Open Subtitles | فهي ليست الشخص الأصدقكماأراها... لكن الحقيقة ... هي ، أن (تيرنر) يقتل بيض البشرة |
Bayan Carter göründüğü biri değil. | Open Subtitles | الآنسة (كارتر) ليست الشخص الذي ادعته |
Dünyadaki en arkadaş canlısı insan değil. | Open Subtitles | إنها فقط ليست الشخص الأكثر إنفتاحاً في العالم |
Ama o sizin için doğru insan değil. | Open Subtitles | وهي ليست الشخص المناسب لك. إنها حقاً... |
..tanıdığım insan değil. | Open Subtitles | ليست الشخص الذي أعرفه |