"ليست بفكرة" - Translation from Arabic to Turkish

• fikir değil
• bir fikir değildir
• fikir değildi

Biz insanlar aynı anda çok fazla şeye odaklanabiliriz. Bu arada, araba kullanırken telefonla konuşmak iyi bir fikir değil.
نحن البشر فقط نستطيع الانتباه لعدة أشياء في وقت واحد، لهذا، بالمناسبة، القيادة والتحدث في الهاتف ليست بفكرة جيدة.

Yöresel ürün satın almak yeni bir fikir değil ama bugünün dünyasında bunu alışkanlık haline getirmek yeni bir fikir.
إن فكرة الشراء المحلي ليست بفكرة جديدة، لكن تحويلها إلى عادة في عالم اليوم لا يزال جديدًا.

Bunu söylediğime inanamıyorum, ama bu hiç te fena bir fikir değil.
لا أصدّق أنني أقول ذلك، ولكنها ليست بفكرة سيئة

Evet, sadece düşünüyordum da bu seyahat çok da harika bir fikir değildir.
نعم ، كنت أفكر ربما هذه الرحلة ليست بفكرة سديدة

Genellikle patronuna ahmak demek iyi bir fikir değildir.
أتعلمين ، عموماً ليست بفكرة جيدة أنّ تنعتي رئيسكِ بالغبي

Yani pek öyle çılgın bir fikir değil galiba?
ــ كانت مصابة بجدري الماء كي التقط العدوى منها ــ ليست بفكرة جنونية بتاتاً إذاً

Bak, biz ortağız, beraber çalışacağız bu iyi bir fikir değil.
نحن شريكان نعمل معاً هذه ليست بفكرة جيدة

Bakın, belki benimle vakit geçirmeniz çok iyi bir fikir değil.
إنظروا ربما هي ليست بفكرة صائبة أن تتمشوا معي

Evet, fena fikir değil. Geri dönelim, dağın aşağısından yol alalım ve kardaki izlerimizi takip edelim. Hangi izler?
هذه ليست بفكرة سيّئة، لنعُد إلى الجبل و نتّبع آثارنا على الجليد.

Berbat bir fikir değil ki. İnsanlar hâlen, zaman zaman yapıyor bunu.
هذه ليست بفكرة رهيبة، الناس مازالوا يقومون بها من وقت لأخر.

Kötü fikir değil. - Evet.
يمكننا ان نجعله يخطو على بقعة الدم ليست بفكرة سيئة

Bölge diktatörünün sınırlarından geçmek güzel bir fikir değil.
الذهاب إلى مسرح حرب أهلية ليست بفكرة جيدة

Bu öyle fantastik bir fikir değil ciddi, bilimsel bir arayış.
إنها ليست بفكرة خيالية, بل مسعاً علمي جاد.

Sarhoşsun, orada gerçek insanlar var ve bu hiç de iyi bir fikir değil.
أنت ثمل، هناك أناسٌ حقيقيون وهذه ليست بفكرة سديدة.

Ve kuş gribi de iyi bir fikir değil.
وإنفلونزا الطيور كذلك ليست بفكرة جيدة

Fena fikir değil, ama önce kent planlama memuruna başvurun.
حسناً, إنها ليست بفكرة سيئة حتى تتصل ...بمسئول المنطقة المختص أولاً

Belki de birlikte olmamız çok da harika bir fikir değil.
لا أعلم ، ربما علاقتنا ليست بفكرة جيدة

Evet, Sadece düşünüyorum. Belkide bu yolculuk çok iyi bir fikir değildir.
نعم ، كنت أفكر ربما هذه الرحلة ليست بفكرة سديدة

Belki bu o kadar da kötü bir fikir değildir. Yani bu kendini kontrol etmene yardım eder.
ربّما هذه ليست بفكرة سيّئة، فذلك سيساعدكَعلىالتحكمبنفسكَ..

Jen, dinle. Belki de bu o kadar iyi bir fikir değildir.
اسمعى, جين, لربما انها ليست بفكرة جيدة

- Belki de deniz fenerine gitmek iyi bir fikir değildi.
اسمعي, ربما موضوع المنارة ليست بفكرة جيدة