"ليست جيّدة" - Translation from Arabic to Turkish

    • iyi değil
        
    • iyi değildir
        
    • mükemmel değilse
        
    Baya tıknaz bir görsel. Renklerde o kadar iyi değil. TED مُتكتّل و ظريف . الألوان ليست جيّدة جدّا.
    Okul sonrası faaliyetlerim yeterince iyi değil sanki. Open Subtitles والآن أشعر بأنّ إلتزامتي بعد المدرسة ليست جيّدة بما فيه الكفاية
    Pardon, İngilizcem pek iyi değil. Sadece acı hissediyor, demek istedim. Open Subtitles آسف ، فلقغتي الانجليزية ليست جيّدة اقصد ، هو يشعر فقط بالألم
    Çatışmadaki bir asker için bu iyi bir şey. Ama eğer, evinde eşin ve çocuğunlaysan, iyi değil. Open Subtitles هو مؤشر جيّد لو كنتَ في قتال ،لكن لو كنتَ بالبيت مع طفلكَ ، فإنها ليست جيّدة.
    Çünkü işin bu kısmında hiçbir sürpriz iyi değildir. Open Subtitles لأن المفاجآت ليست جيّدة في عملنا
    Eğer mükemmel değilse, at gitsin. Open Subtitles اذا كانت ليست جيّدة ، تخلص منها.
    Yani, tam olarak iyi değil. Hala bana bir şey almış değiller. Open Subtitles ليست جيّدة تمامًا، مازالوا لم يجلبوا لي أيّ شيء.
    Senin için yeteri kadar iyi değil mi? Open Subtitles إنّها ليست جيّدة بما فيه الكفاية بالنسبة لك؟
    Yeteri kadar iyi değil işte. Diğeri kim? Open Subtitles إنها فقط ليست جيّدة كفاية مَن هي الأخرى ؟
    Gider diye düşündüm ama çeviri iyi değil. Open Subtitles إعتقدت ذلك لكن الترجمة ليست جيّدة.
    - Şey, fotoğraf pek iyi değil. - Evet, pek hoş çıkmamışız. Open Subtitles حسنا الصورة ليست جيّدة جدا - نعم إنها ليست كذلك -
    Fakat kameranın açısı iyi değil. Open Subtitles لقد إخترقتها بالفعل الزاوية ليست جيّدة
    Benim hafızam eskisi kadar iyi değil. Open Subtitles ذاكرتي ليست جيّدة كما كانت عليه من قبل.
    Votka haplara yöneltiyor... haplar da benim gibi aylak birisi için iyi değil. Open Subtitles "الفودكا" تقود للحبوب والحبوب ليست جيّدة للانتصاب
    - Babanın sağlığı iyi değil. Open Subtitles صحة والدك ليست جيّدة
    Ah, Amerika'dan gelen haberler pek iyi değil. Open Subtitles الأخبار من أمريكا ليست جيّدة
    Bir planımız var. Çok iyi değil,ama... Open Subtitles لدينا خطّة، ليست جيّدة جداً، لكن...
    Bu kadın hiçbir şeyden daha iyi değil. Open Subtitles تلك المرأة ليست جيّدة بأي شيء
    Özür dilerim Mösyö Ballard, ama İngilizcem pek iyi değil. Open Subtitles آسف سيّد (بالارد)، ولكن لغتي الإنجليزيّة ليست جيّدة تماماً.
    Annemin matematiği iyi değildir. Open Subtitles أمـنـا ليست جيّدة في الريـاضيـات
    Eğer mükemmel değilse, at gitsin. Open Subtitles اذا كانت ليست جيّدة ، تخلص منها.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more