O çanta değil; | Open Subtitles | هذه ليست حقيبة ، إنها مجرد حاملة للحفائظ ماذا ؟ |
Çok büyük bir çanta değil çünkü o kadar uzun süre birlikte olmadık. | Open Subtitles | ليست حقيبة كبيرة لأننا لم نكن معًا لفترة طويلة |
çanta değil, bu bir sırt çantası | Open Subtitles | إنها ليست حقيبة ظهر , إنها حقيبة مدرسية |
Kusura bakma da bu öylesine sıradan bir çanta değil. | Open Subtitles | عذراً هذه ليست حقيبة عادية |
Hayır için alış veriş çantası değil, ama olacak. | Open Subtitles | ليست حقيبة قماش للعمل الخيري، ولكنها تفي بالغرض. |
Ayrıca o askısız bir çanta, el çantası değil. | Open Subtitles | و باتت عبوة ناسفة، و ليست حقيبة يد |
Öncelikle, bu bir el çantası değil. | Open Subtitles | اولا إنها ليست حقيبة |
Bu, kadın çantası değil. Tamam mı? | Open Subtitles | انها ليست حقيبة نسائية |