Şimdi o çok genç değil ama , çok güzel bir sesi var ve bütün gün çalışabilir. | Open Subtitles | هي ليست شابة ولكنها جيدة وبأمكانها ان تعمل بجد |
Açıkçası aynadan bana bakan kadın hiç de genç değil. | Open Subtitles | أن المرأة التي تبادلني النظر من المرآة ليست شابة |
Çok genç değil. Göz kamaştırıcı, biraz da içten biri. | Open Subtitles | إنها ليست شابة للغاية وجميلة وعميقة الشخصية قليلًا. |
Size benziyor, ama genç değil. | Open Subtitles | لقد كانت جميلة جداً، ولكن ليست شابة. |
Yani, genç değil, sarışın değil... | Open Subtitles | أنا أقصد , ليست شابة , ولا شقراء |
Leydi Grantham eskiden olduğu kadar genç değil ve Bayan Crawley'nin dediği gibi, maalesef yeni rejimin başarısız olmasını isteyecektir. | Open Subtitles | ليدي (غرانثام) ليست شابة كما كانت وكما قالت سيدة (كرولي) ستجعل النظام الجديد يفشل |