Nefret suçlarının seçim dönemlerinde artış göstermesi tesadüf değil. | TED | ليست مصادفة أن جرائم الكراهية تزداد في فترة الانتخابات. |
yükselme ve alçalma. Ve onlara bakardım, bu bir tesadüf değil. | TED | ترتفع وتهبط. وأقوم بمشاهدتهم، هذه ليست مصادفة. |
Asal sayılar kullanmaları tesadüf değil. | Open Subtitles | ليست مصادفة انهم يستخدمون الاعداد الأولية |
Bunun Dünya ile iletişimimizi kaybettikten hemen sonra olması bir tesadüf olamaz. | Open Subtitles | إنها ليست مصادفة , هذا يحدث مباشرة بعد فقدان الإتصال مع الأرض |
Ve ondan sonra da yangın nedeni ile ölüyor. Bu bir rastlantı değil. | Open Subtitles | و الشيء الآخر الذي نعرفه أنه مات في الحريق هذه ليست مصادفة |
Babanın en başarılı zamanlarının, bekarken olması tesadüf değil. | Open Subtitles | ومن ثم يعود الى المنزل لزوجته؟ انها ليست مصادفة |
Diyelim ki tesadüf değil. Bunun anlamı nedir, dikkatimizi mi çekmek istiyor? | Open Subtitles | حسناً، لنقل أنها ليست مصادفة ماذا يعني ذلك، أراد جذب انتباهنا؟ |
Çünkü bu bir tesadüf değil. | Open Subtitles | او الفيروسات او اي شيء ذكرته لأنها ليست مصادفة |
Demek istediğim siyahların dünyanın kontrolünü ele geçirdiği bir filmin çıkışından bir gün önce dünya üzerindeki en güçlü zencinin suikasta uğraması tesadüf değil. | Open Subtitles | ما أقوله أنها ليست مصادفة أن فيلم عن الزنوح يصل لكل العالم يعرض في اليوم السابق لإغتيال أقوى رجل أسود في الأرض |
Teşhis edilebileceği izlerin kesilmesi tesadüf değil. | Open Subtitles | انها ليست مصادفة ان العلامات التي يمكن ان تحدده هي مشوهة |
Aynı aileden iki çocuk, bu bir tesadüf değil. Arayan kimdi? | Open Subtitles | طفلين من نفس العائلة, لا, هذه ليست مصادفة ومن اتصل؟ |
Willa, ikinizin de ben komadan uyandıktan sonra ...hayatıma girmeniz tesadüf değil. | Open Subtitles | ويلا , إنها ليست مصادفة أن كليكما ظهرتما في حياتي بعد أن استيقظت من غيبوبتي. |
"Anne olmaya giden süreç"in, "ergenlik" gibi duyulması bir tesadüf değil. | TED | ليست مصادفة أن كلمة "التأمم" تشبه كلمة "المراهقة." |
tesadüf değil bu. Okul yeniden inşa edildi. | Open Subtitles | هذه ليست مصادفة , المدرسة يعاد بناءها؟ |
En zayıf anımızı seçmeleri bir tesadüf olamaz. | Open Subtitles | ليست مصادفة أن يختاروا الهجوم في لحظة ضعفنا |
Bu yer değiştiğinden beri, kanser oranı giderek yükselmesi tesadüf olamaz. | Open Subtitles | إنها ليست مصادفة عندما استبدل المبنى إرتفعت الإصابة بالسرطان |
tesadüf olamaz. Hatta şu an pantolunsuzum. | Open Subtitles | ليست مصادفة حتى أنني لا أرتدي بنطال تحت هذا اللحاف |
Bu bir rastlantı değil. | Open Subtitles | هذه ليست مصادفة إن أحدهم يريد |
Bu bir rastlantı değil. | Open Subtitles | هذه ليست مصادفة |
Bu rastlantı değil. | Open Subtitles | إنها ليست مصادفة. |
Belki de Adalind ve bebeğini buraya, Nick'e getirmen tesadüf değildir. | Open Subtitles | ربما ليست مصادفة إنك من أحضر (اداليند) وطفلتها هنا لـ (نيك) |
Aslında tesadüf bile değil. | Open Subtitles | لا، إنها ليست مصادفة حتى |