Çalacak fazla bir şey yokken bile etrafı dağıtıyor. | Open Subtitles | عبث بالمكان برغم عدم وجود الكثير ليسرقه |
Çalacak bir şeyimiz olmadığını görünce adam kızmıştır kesin. | Open Subtitles | ... أنا وائقة أن الرجل كان غاضبًا عندما لم يجد شيء لدينا ليسرقه |
Biri de Meksikalı uyuşturucu çetesine gerçek eroin olduğunu düşünerek çalması için ödeme yapıyor. | Open Subtitles | بعدها شخص ما يدفع لعصابة مكسيكية للمخدرات ليسرقه ، لانه هيروين حقيقةً |
Chow'un radarı çalması için ona verdiğinden çok daha fazlasını. | Open Subtitles | أكثر بكثير مما دفعه له (تشاو) ليسرقه في المقام الأوّل. |
- Birinin çalması gerekiyor. | Open Subtitles | -تحتاج لصاً ليسرقه مفهوم لا بأس، أياً يكن، سأنفذ السرقة |