| Bazı taklitçilerin de oldu tabii. Ama senin gibi değiller. | Open Subtitles | ،لديكِ بعض المقلدين أيضاً لكنهم ليسوا مثلك |
| Onlar senin gibi değiller. | Open Subtitles | إنهم ليسوا مثلك |
| Onlar senin gibi değil. – Bize zarar verebilirler. | Open Subtitles | إنّهم ليسوا مثلك بإمكانهم أن يُلحقوا بنا الأذى |
| Doğru olanı yapmak istiyorsun. - Ama onlar senin gibi değil. | Open Subtitles | إنّك تودّ فعل الصواب، لكنّهم ليسوا مثلك. |
| Hayır, senle alakası yok. | Open Subtitles | لا, انهم ليسوا مثلك |
| Hayır, senle alakası yok. | Open Subtitles | لا, انهم ليسوا مثلك |
| İngilizler senin gibi değildir. | Open Subtitles | الانجليز ليسوا مثلك. |
| İngilizler senin gibi değildir. | Open Subtitles | الانجليز ليسوا مثلك. |
| Fakat gene de sizin gibi olmayan çok fazla insanla etkileşiminiz olmuyor. | TED | ومع ذلك، أنت ليس لك تداخل مع أشخاص ليسوا مثلك. |
| Onlar senin gibi değiller. | Open Subtitles | إنهم ليسوا مثلك |
| Çok yazık, onlar senin gibi değiller. | Open Subtitles | من السيء أنهم ليسوا مثلك. |
| İnsanlar onlar.. senin gibi değiller | Open Subtitles | انهم اناس ليسوا مثلك |
| Onlar senin gibi değiller ama. | Open Subtitles | ليسوا مثلك , يا طفلتي الصغيرة |
| Annem de öyle derdi. "Çoğu insan senin gibi değil Larry." derdi. | Open Subtitles | أغلب الناس، كما تقوله أمي دوماً، "أغلب الناس ليسوا مثلك يا (لاري)،" |
| Her erkek senin gibi değil. | Open Subtitles | وجميع الرجال ليسوا مثلك |
| - Pekala, senin gibi olmayan insanlarla ilişki kurmana çalıştığın için seninle gurur duyuyorum. | Open Subtitles | حسناً، إنّي فخورة بك لمُحاولتك الإتصال مع أشخاص ليسوا مثلك. |