Çünkü seni öldürecek olan, gördüğün düşman değil görmediğindir. | Open Subtitles | لأنه ليس العدو الذي تراه هو من يُوقع بك بل من لا تراه |
Hayır, Duncan düşman değil. | Open Subtitles | لا ، دنكان ليس العدو |
Bunu yapan bir düşman değil. | Open Subtitles | ليس العدو من فعل الأمر هذا |
Ne olursa olsun, Toby düşmanımız değil. | Open Subtitles | أنظري, بطريقه أخرى, توبي ليس العدو |
Internet bizim düşmanımız değil. | TED | الإنترنت ليس العدو. |
- O bir düşman değil, Anne. | Open Subtitles | هو ليس العدو, أمي |
Zamanını boşa harcıyorsun. William Bell düşman değil. | Open Subtitles | أنت تهدر وقتك، (ويليام بيل) ليس العدو. |
Hadi ama. Çavuş Willis düşman değil. | Open Subtitles | بربك، الرقيب (ويليس) ليس العدو |
- düşman değil. Bizim gibi. | Open Subtitles | انه ليس العدو - انه مثلنا - |
Cameron düşman değil. | Open Subtitles | . إن (كاميرون) ليس العدو |
O düşman değil. | Open Subtitles | هو ليس العدو. |
Ekonomimiz bizim düşmanımız değil. | TED | إقتصادنا ليس العدو. |
- Joe düşmanımız değil. | Open Subtitles | -جو) ليس العدو) |
Warwick düşmanımız değil. | Open Subtitles | وارويك) ليس العدو). |