"ليس بالأمر المهم" - Translation from Arabic to Turkish

• Önemli değil
• Önemli bir şey değil
• Büyütülecek bir şey değil

Unut gitsin. Yani, Önemli değil. Neredeyse bağırmanın alemi yok.
انسى ، أعني ليس بالأمر المهم ليس هناك داعٍ لكي توشكي الصراخ

Galiba bir diş kaybettim. Ama Önemli değil. Diş doktorum var.
فقدت ضرسا ً ليس بالأمر المهم فلدي طبيب اسنان

Galiba bir diş kaybettim. Ama Önemli değil. Diş doktorum var.
فقدت ضرسا ليس بالأمر المهم فلدي طبيب اسنان

Yapacak tek işim var. Önemli bir şey değil.
يجب أن أفعل شيئا ً واحدا ً ليس بالأمر المهم

Önemli bir şey değil anne. Sadece 3-4 antrenmana falan gitmiştim.
إنه ليس بالأمر المهم يا أُمي لقد ذهبت إلي ثلاث أو أربع تمرينات

Gerçekten, gelir. O kadar Büyütülecek bir şey değil. Öyle olsa bile, nasıl bir duygu biliyorum.
حقاً ،إنه يحدث، إنه ليس بالأمر المهم أنا أعلم ماهو الشعور الذي تشعرين به

Kundakçılığa "Önemli değil" denemez.
من الصعب أن أدعوا حريقا ليس بالأمر المهم

Evet ve tanımadığımız iki bin kişi daha. Gelmek istemezsen Önemli değil.
أجل و ألفي شخص آخر أقصد إنه ليس بالأمر المهم و لكن أنه من الأفضل أن أستفيد منها لذلك

Önemli değil. Eskiden böyle yerlere gelirdim.
ليس بالأمر المهم ..إعتدت على القدوم إلى أماكن مثل هذا

Başka bir gün yaparız ama bugün olmaz, tamam mı? Tabi, çok Önemli değil.
ـ حسناً ، في أيّ يوم آخر ، اليوم ليس مناسباً ـ حسناً ، ليس بالأمر المهم

Koltuktaki bir şey popomu ısırıyor. Önemli değil.
هناك شيءٌ الكرسي يعض مؤخرتي إنه ليس بالأمر المهم

Çok da Önemli değil, çoğu insan birlikte bir şeyler yapmaz.
ليس بالأمر المهم الكثير من الناس لا يتسكون مع بعض

Önemli değil. Nasıl olsa babam yenisini alır.
ليس بالأمر المهم فأبي سيشتري لي هاتفًا جديد

O kadar Önemli değil, gerçekten.
-لا , أنت على حق إنه ليس بالأمر المهم , فعلاً

Önemli değil.
ليس بالأمر المهم ...لقد ذهبت فقط الى محل الكتب

Önemli değil.
ليس بالأمر المهم أخبرها يا والتر

Pekala, aslında. Önemli değil diye düşündüm.
حسناً حدث شيء ،ولكنه ليس بالأمر المهم

Önemli bir şey değil.
انه ليس بالأمر المهم فأنا متأخرة قليلا عن الدفع

Bana buraya gelip, anlatmamı istedi, muhtemelen Önemli bir şey değil ama.
و طلب منّي المجيء و التحدّث معكِ لكنه على الأرجح ليس بالأمر المهم

Ally, bunun bir anlamı yok. Önemli bir şey değil.
آلى، هذا لا يعني شئ، هذا ليس بالأمر المهم

- Uyuyamadığım zaman olur, Önemli bir şey değil.
يحصل عندما لا أنام جيداً. ليس بالأمر المهم.

Büyütülecek bir şey değil.
ليس بالأمر المهم.