Fakat midye toplamak göründüğü kadar kolay değildir. | Open Subtitles | ولكن هذا الصامت ليس بالسهولة التي يبدو عليها |
Ama hiç göründüğü kadar kolay değildir. | Open Subtitles | والذي ليس بالسهولة التي تراها تحتاج للكثير من الحبال والسلاسل |
Belki Memphis'teki en büyük eroin tacirinin işini bitirmek sandığın kadar kolay değildir. | Open Subtitles | ربما القضاء على أعظم تاجر في "ميمفيس" ليس بالسهولة التي نتصورها. |
Ama işin içinde Narkotik, FBI ve görev timi var. Sandığın kadar kolay değil. | Open Subtitles | لكن هذه وزارة العدل و الفيدراليين و فرق العمل هذا ليس بالسهولة اللتي تظنها |
Bu adam hakkında bilgi bulmak sandığınız kadar kolay değil. | Open Subtitles | حسنا العثور على معلومات عن هذا الرجل ليس بالسهولة التي تظنها |
Bu da kübizmden. Göründüğü kadar kolay değildir. | Open Subtitles | هذا (كيوبيزوم) ليس بالسهولة التي يظهر عليها |
Evet Jesse, düşündüğün kadar kolay değil. | Open Subtitles | أجل يا جيسي، الأمر ليس بالسهولة التي تعتقدها |
İnan bana geleceği değiştirmek sandığın kadar kolay değil. | Open Subtitles | تقي بي تغيير المستقبل ليس بالسهولة التي تتوقعينها |
Korkarım bu, o kadar da kolay değil. | Open Subtitles | أخشى أن الامر ليس بالسهولة التي تبدوا عليها |