"ليس خياراً" - Translation from Arabic to Turkish

    • seçenek değil
        
    • seçenek yok
        
    • seçim değil
        
    • seçeneğim yok
        
    • seçeneğimiz yok
        
    • bir seçeneğin yok
        
    • seçenek olamaz
        
    • çözüm değil
        
    • mümkün değil
        
    • seçeneklerde yok
        
    • seçenek değildir
        
    • seçenek olmadığını
        
    Belki önce tıraş olmalısın. Randy, bu bir seçenek değil. Open Subtitles ــ ربما عليك الحلاقة أولاً ــ راندي، هذا ليس خياراً
    Tembel hayvansa iyi duyamıyor, iyi göremiyor ve tehlikeden kaçmak kesinlikle bir seçenek değil. TED ومن الناحية الآخري، الكسلان سمعه سيئ ونظره ضعيف ومن الواضح أن هروبه من المخاطر ليس خياراً.
    Şey, diğer tek seçeneğin, birbirimizle görüşmeyi bırakmamız olduğunu düşünüyorum. Ki seninle ilgilendiğim için bu geçerli bir seçenek değil. Open Subtitles هو أن نتوقف عن المواعدة وهذا على حد علمى ليس خياراً
    Biliyorum. Anlıyorum. Ama şu anda bu seçenek yok. Open Subtitles كلا، أنا أعلم،، أفهم ذلك ولكنه ليس خياراً الآن.
    Mekan olarak, kötü bir seçim değil. Sessiz, ücra. Open Subtitles من ناحية المكان، فهو ليس خياراً سيّئاً، فهو هادئ وناءٍ
    Öyle bir seçeneğim yok. Ben Katolik'im. Dolayısıyla suçlu hissediyorum. Open Subtitles ليس خياراً ، أنا كاثوليكية لذا أشعر بالمعصية
    Bakın, bunlara olanak verme gibi bir seçeneğimiz yok. Lafı bile geçmeyecek. Open Subtitles إسمعوا ضياع هذه الصفقة منا ليس خياراً إنه أمر غير مطروح أصلاً
    Bu ülkede kalmak gibi bir seçeneğin yok. Burada senin için birşey kalmadı. Open Subtitles البقاء في هذا البلد ليس خياراً صائباً ليس لديك ماتفعله هنا
    Belli ki bu duygularla hareket etmen bir seçenek değil... Open Subtitles من الواضح ان التصرف تباعاً لتلك المشاعر ليس خياراً
    Insanlar şeytan gibidir, Barış ise bir seçenek değil. Open Subtitles البشر مُتَوحِّشون. السلام ليس خياراً متاحاً.
    Bu işte tek şansımız var, ve başarısızlık bir seçenek değil. Open Subtitles لدينا فرصه واحده في هذا العمل و الفشل ليس خياراً
    Bu bir seçenek değil. Bu sırrı asla ardında bırakamazsın. Open Subtitles وبماذا كنت تفعل، هذا ليس خياراً ولا يمكنك ترك هذا السر ورائك
    Ama dördüncü adımın gerektirdiği gibi dürüst olmam gerekirse, acımasız olmalıyım, çünkü yenilgi bir seçenek değil. Open Subtitles ولكن إذا كنتُ صادقاً، كما تُلزمنا الخطوة الرابعة أن نكون فعليَّ أن أكون قاسياً لأنه الفشل ليس خياراً
    Şöyle diyelim diğer şık artık bir seçenek değil. Open Subtitles فلنقل ذلك وحسب ما عدا ذلك ليس خياراً بعد الآن
    Öyle bir seçenek yok, kocaman. Ya yardımcım olursun ya da kendine bir iş ararsın. Open Subtitles هذا ليس خياراً متوفراً يا صديقي ، إما أن تكون مساعدي أو تبحث عن وظيفة في مكان آخر
    - Hayır, böyle bir seçenek yok. Önemli bir işim var ve çok zordur. Open Subtitles هذا ليس خياراً مطروحاً ليس في عملي هذا حيث يجب أن اركز تماماً
    Bu bir seçim değil. Open Subtitles فالأمر لا يسير هكذا هذا ليس خياراً
    Sizi burada bırakmak gibi bir seçeneğim yok. Open Subtitles ترككم هنا ليس خياراً بالنسبة لي
    Bırakın beni! Öyle bir seçeneğimiz yok. Sahile birkaç yüz metre kaldı. Open Subtitles كلانا يعلم أنّ هذا ليس خياراً وارداً إنّه ربع ميل فقط حتّى الشاطئ
    Bilgi saklama gibi bir seçeneğin yok. Open Subtitles حملك لمعلومات والسكوت ليس خياراً
    Seçimlere hile karıştırmak seçenek olamaz. Open Subtitles تزوير الانتخابات ليس خياراً.
    - Evet. - Farkındayım yani kesip çıkarmak bir çözüm değil. Open Subtitles أعلم هذا جيداً، إذاً قطعها ليس خياراً
    Bir yerde senin geçirdiğin kadar zaman geçirmek bizim gibiler için mümkün değil. Open Subtitles البقاءُ في مكانٍ واحد أكثرَ ممّا فعلت ليس خياراً لأيٍّ منّا
    Silmeyi geri al ise seçeneklerde yok. Open Subtitles ...إلغاء الحذف .ذلك ليس خياراً
    Brooklynli olduğun zaman, dahil olmamak seçenek değildir. Open Subtitles عندما تكونين من "بروكلين"، أن لا تخوضي بالمشكل ليس خياراً.
    Yeni çocuklara çıkışın seçenek olmadığını göstermenin etkili bir yolu. Open Subtitles هذه طريقة فعّالةٌ ليروا الأطفال أنّ الخروج ليس خياراً متاحاً

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more