"ليس عدلًا" - Translation from Arabic to Turkish

    • hiç adil değil
        
    • haksızlık
        
    • adil olmadı
        
    • Bu adil değil
        
    Bu hiç adil değil, pizzanın yarısını sen alıyorsun. Open Subtitles ليس عدلًا منك أنت كشخص واحد فقط أن تحصلي على نصف الفطيرة
    Son dakikada bunu ellerinden almaları hiç adil değil. Open Subtitles ليس عدلًا أن يسحبوا منه البساط في آخر لحظة هكذا
    Daha çok küçük. hiç adil değil. Open Subtitles إنّها في غاية الصغر، هذا ليس عدلًا.
    Öğretmenlerim genelde projelerimi saklamayı sever ama bu aileme haksızlık. Open Subtitles أساتذتي في العادة يبقون مشاريعي عندهم ولكن هذا ليس عدلًا بالنسبة لوالدي
    Küçücük yavrumu benden aldılar ve dünyada beni anlayacak tek kişinin yüzüne dahi bakamıyorum, bu haksızlık. Open Subtitles ليس عدلًا أن يأخذو إبني الصغير مني ولا يمكنني أن أجد شخصًا في هذا العالم يتفهم ما أشعر بِه
    Düpedüz haksızlık. Şerefe. Trenden Jon'u arayacağım. Open Subtitles واضح أن ذلك ليس عدلًا سأحادث جون اذا ركبت القطار
    Seni böyle rahatsız etmem hiç adil değil. Open Subtitles هذا ليس عدلًا التطفل عليك هكذا
    - Bu hiç adil değil Peder. - Bir yolunu bulacağım. Open Subtitles هذا ليس عدلًا أيها القس - سأجد وسيلة ما -
    Dur bir dakika. Bu, hiç adil değil. Open Subtitles مهلًا، هذا ليس عدلًا
    hiç adil değil. Bu benim oyunum. Open Subtitles هذا ليس عدلًا إنها لعبتي
    Bu hiç adil değil, Kurapika. Bu şekilde konuşarak bize daha fazla yük bindiriyorsun. Open Subtitles هذا ليس عدلًا يا (كورابيكا)، إنّكَ هكذا تزيد أعتابنا ثقلًا.
    Bu hiç adil değil. Open Subtitles ...هذا ليس عدلًا.
    hiç adil değil... Open Subtitles هذا ليس عدلًا...
    Bütün gün bacaklarını açan benim ama... - ...tüm paramı sen alıyorsun. haksızlık! Open Subtitles أسمعي، أنا من يفتح ساقيه طوال اليوم وأنتِ تأخذين نصيب الأسد، هذا ليس عدلًا.
    Burada yaşayan insanlara haksızlık yapılıyor. Open Subtitles هذا ليس عدلًا للناس الذين يعيشون هنا
    Bu haksızlık farkındayım ama burada daha fazla kalmayacaksın. Open Subtitles هذا ليس عدلًا ولكنك لن ترتاح هنا للأبد
    Onların gidebilmesi haksızlık. Open Subtitles ليس عدلًا أن يتسنّى لهم الرحيل.
    Will, bu haksızlık. Open Subtitles حسنا، هذا ليس عدلًا.
    - Hadi ama, bu haksızlık. Open Subtitles بالله عليك, هذا ليس عدلًا
    - Bu adil değil ki. - Adil mi? Open Subtitles هذا ليس عدلًا, أليس كذلك؟

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more