Brokoli boğazına kaçar ama kendini yalarken bir sorun yok. | Open Subtitles | ـ يختنق بالقرنبيط لكن ليس لدية مشكلة باأن يلعق نفسة |
Aramızda Oberoth gibi birçoğu, bunu tecrübe etmeye isteği yok. | Open Subtitles | الكثير بيننا مثل أوبريث ليس لدية رغبة في مواجه ذلك |
Birkaç güne kadar şehirden ayrılıyorsun. David'in deneyimi yok. | Open Subtitles | سوف تغادر البلدة خلال ايام وديفيد ليس لدية الخبرة الازمة |
Nörolojik bir sıkıntısı, zihinsel durumunun bu toplantıyla bir ilgisi yok. | Open Subtitles | وهو ليس لدية شكوي عصبية ، شرطي العقلاني ليس له علاقة بالاجتماع |
Yapacak işi olmayan bir adam için küçük, çalışkan bir arı kadar meşgulsün. | Open Subtitles | بالنسبة لرجل ليس لدية شىء ليفعلة فأنت مشغول بالتأكيد |
Bu gezegenin geçidi yok. Çıkacak yolları yok. | Open Subtitles | هذا الكوكب ليس لدية بوابة ليس هناك مكان للخروج |
Dostumun yarım pennyden başka bir şeyi yok. Sahip olduğu tek şey belki de bu. | Open Subtitles | . صديقى ليس لدية الكثير . الذى تأخذة منه ربما يكون كل ما لدية |
Daha bir adı yok ama, ona Rodneyana Villosa demeyi düşünüyorum. | Open Subtitles | حسنا, ليس لدية اسم بعد لكن أفكر في أن أسميه رودنيا فيلوسا. |
Hayır, Darnell Wallace'ın bir adresi yok. O kadar aptal değildir. | Open Subtitles | لا ،دارنيل واليس ليس لدية عنوان أنه ليس بذلك الغباء |
Benim şirkette hiçbir gücüm, otoritem ve etkim yok. | Open Subtitles | هل تخططي لشئٌ ما ؟ ،أنا ليس لدية قوه عاملة ، ولا سلطة لها تأثير في الشركة |
- Dave'in hiçbir ilgisi yok. Başından beri o imiş. - Michelle mi? | Open Subtitles | ديف ليس لدية شأن بهذا الأمر فلقد كانت هيا من البداية ، ميشيل ؟ |
Hodgkin veya lösemi hastalığı hikâyesi de yok. | Open Subtitles | و ليس لدية تاريخ للأصابة بالسرطان, او لوكيميا. |
Vegas işletmemize zorla girmeye çalışıyor ama böyle bir olayı yapacak göt onda yok. | Open Subtitles | أنه يحاول الدخول بقوه في عملية فيجاس , لكن ليس لدية أساس ليُقدم على خطوه مثل هذه |
Ya adamın siki yok ya da sikinin işlevi! | Open Subtitles | حسنآ , أما أنه ليس لدية قضيب و الا قضيبه لا يعمل |
Diğer adayların aksine bir partiyle bağlantısı yok. | Open Subtitles | على عكس كل المرشحين هو ليس لدية انتماء سياسى |
Edgar da yok. | Open Subtitles | حسناً , هذا مضحك , لانة هو ايضاً ليس لدية شىء ليقولة |
Robbienin telsizi yok, dolayısıyla frekansı da yok, o yüzden burayı aramadı. | Open Subtitles | روبي ليس لديه مذياع إذن ليس لدية مقبض إذن هو لم يتصل بهنا |
İşe gelmemiş. Mazereti yok. | Open Subtitles | لم يثبت حضوره إلى العمل ليس لدية حجة غياب |
Bir çeşit kabus olan rüyanızın hiçbir şansı yok. | Open Subtitles | -حلمك , اي نوع -من الكوابيس ليس لدية فرصة , دراكس |
Saldırganın cüzdanı yok galiba. | Open Subtitles | انظرى يبدو ان المتسكع المشهور ليس لدية محفظة . |
Kendini beğenmiş,merhametsiz, suçluluk duygusu ve utanması olmayan bir adamdı. | Open Subtitles | العديم الرحمة , متغطرس ليس لدية إحساس بالذنب أو الخزى أو أى شىء |