Onu düşmanın öldürmediğini ne biliyorsun? Hiç kanıtın yok. | Open Subtitles | ربما الفيتناميون هم الذين قتلوه ليس لديك دليل يا رجل |
Beni tutuklayabilirsin fakat mahkemede gösterecek hiçbir kanıtın yok. | Open Subtitles | يمكنك القبض عليّ، لكن، ليس لديك دليل لإثباته في المحكمة. |
- Hiçbir kanıtın yok. Bu bir oyun değil. | Open Subtitles | ليس لديك دليل على أن تلك ليست مجرد خدعة متقنة |
Bu mevzuda hiçbir cinayet kanıtınız yok, sadece istatistiksel bir akıl yürütme. | Open Subtitles | ليس لديك دليل على القتل هنا مجرد حادث غريب |
Bu mevzuda hiçbir cinayet kanıtınız yok, sadece istatistiksel bir akıl yürütme. | Open Subtitles | ليس لديك دليل على القتل هنا مجرد حادث غريب |
- Onu felç edebilirsin. Ama bu nörolojik bir sorun. Bunun için elinde kanıt yok. | Open Subtitles | لكنها حالة عصبية - ليس لديك دليل - |
Ne yazık ki,.. ...Hassan öldüğü için hiç kanıtın yok. | Open Subtitles | لسوء الحظ, بموت حسان ليس لديك دليل |
- kanıtın yok. | Open Subtitles | . ليس لديك دليل . و ليس لديكى عقد |
Sen bunu yapman için kanıtın yok. | Open Subtitles | ليس لديك دليل على هذا |
Ama haklı. kanıtın yok. | Open Subtitles | ولكنه محق ليس لديك دليل |
kanıtın yok, tamam mı? | Open Subtitles | ليس لديك دليل, صحيح؟ |
- Hiçbir kanıtın yok. | Open Subtitles | ليس لديك دليل على ذلك |
Bunun için bir kanıtın yok. | Open Subtitles | ليس لديك دليل على هذا |
Çünkü elinde hiç kanıtın yok. | Open Subtitles | لأن ليس لديك دليل |
Bunu yaptığıma dair kanıtın yok. | Open Subtitles | ليس لديك دليل اني فعلت ذلك , |
-O hâlde kanıtın yok. | Open Subtitles | -إذن ليس لديك دليل |
Haklı olabilirsiniz belki, ama kanıtınız yok. | Open Subtitles | قد تكون على حق لكن ليس لديك دليل |
Haklısınız ama bunun için hiçbir kanıtınız yok. | Open Subtitles | حسناً، ولكن ليس لديك دليل يؤيد ذلك. |
Hiçbir kanıtınız yok. | Open Subtitles | أنت ليس لديك دليل |
Ama elinde kanıt yok. | Open Subtitles | و ليس لديك دليل |