"ليس لديك سبب" - Translation from Arabic to Turkish

    • bir nedenin yok
        
    • bir sebebin yok
        
    • için bir neden yok
        
    • hiç gerek yok
        
    • hiçbir nedenini yok
        
    Senden ne istediğimi biliyorum, bana yardım etmek için bir nedenin yok ama sen babamın tek umudusun. Open Subtitles أعرف ما أطلبه منك وأنت ليس لديك سبب لمساعدتي ولكنك الأمل الوحيد لوالدي
    Bana güvenmek için bir nedenin yok ve artık daha fazla vaat dinlemek istemediğini biliyorum. Open Subtitles ليس لديك سبب يجعلك تثق في... و لا تريد سماع المزيد من الوعود... ...
    Yani, yapmamak için çok da bir sebebin yok ama. Open Subtitles اعني, انا اعلم انه ليس لديك سبب لكي لا تفعلي
    İçeri girmek için senin de bir sebebin yok ki. Open Subtitles ليس لديك سبب مقنع لتذهب هناك ايضاً
    Bak ne diyeceğim. Utanmak için bir neden yok. Bu işin gizemli bir tarafı yok. Open Subtitles دعني أخبرك شيء ليس لديك سبب لتكون خجول ليس هناك سحر إليه
    Kıskanmak için bir neden yok. Bart'ın programının önemli bir parçasısın. Open Subtitles ليس لديك سبب لتغاري، لا تزالين جزء مهم من برنامج (بارت)
    Öyleyse zaten endişelenmene hiç gerek yok belki de, zira babana göre, işin ardındaki cadı benim. Open Subtitles ربما ليس لديك سبب للقلق إذاً لأنه حسب اتهامات والدك بأنني الساحر خلف كل هذا
    Hadi ama komiserim. Benden şüphe duymak için hiçbir nedenini yok. Open Subtitles مهلا هيا، الكابتن ليس لديك سبب لان تشكين في
    Bana güvenmek için bir nedenin yok biliyorum. Open Subtitles اعلم انه ليس لديك سبب لتثق بي
    Yalan söylemek için bir nedenin yok, değil mi? Open Subtitles ليس لديك سبب للكذب ، صحيح ؟
    -Bunun için geçerli bir nedenin yok şef. Open Subtitles ليس لديك سبب لتفتيشي.
    Bunu yapmak için bir nedenin yok. Open Subtitles ليس لديك سبب وجيه إطلاقاً
    Bana güvenmediğini biliyorum, Jonathan. Buna bir sebebin yok Open Subtitles ،(أعرف بأنك لا تثق بي يا (جوناثان ليس لديك سبب لذلك
    Bak, biliyorum bana güvenmek ya da yardım etmek için bir sebebin yok... yaptıklarımdan sonra, seni Rafael için terk ettikten sonra ve seni o toplantıda kötü gösterdikten sonra. Open Subtitles أعرف أنه ليس لديك سبب لتثق بي أو تساعدني بعد ما فعلته حيث تركتك من أجل (رافاييل) وأسأت إلى صورتك في ذلك الاجتماع
    Güçsüz hissetmen için bir neden yok. Open Subtitles ليس لديك سبب لتشعر بذلك
    - Ben de diyorum ki, ...özür dilemek için bir neden yok. Open Subtitles ليس لديك سبب للإعتذار
    Kıskanmana hiç gerek yok. Ondan nefret ediyorum. Open Subtitles ليس لديك سبب لتكون غيور أنا أكرهه
    Kıskanmana hiç gerek yok. Ondan nefret ediyorum. Open Subtitles ليس لديك سبب لتكون غيور أنا أكرهه
    Hadi ama komiserim. Benden şüphe duymak için hiçbir nedenini yok. Open Subtitles مهلا هيا، الكابتن ليس لديك سبب لان تشكين في

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more