Bu adamın gerçekte kim olduğu hakkında hiçbir fikrimiz yok mu? | Open Subtitles | ليس لدينا أي فكرة عن ما يكون هذا الشخص حقاً |
Sen konuşmamız gereken bir şeyler yok mu? | Open Subtitles | هل ستقومين بالتظاهر أنه ليس لدينا أي شيء للحديث حوله ؟ |
Seyahat çeklerini kaybettiğimize dair hiç bir kanıtımız yok. | Open Subtitles | ليس لدينا أي دليل فقدنا الشيكات السياحية. |
Üzgünüm binbaşı, ama elimizde hiç bir şey yok. | Open Subtitles | أنا آسف أيها الرائد ، لكن ليس لدينا أي شيئ |
Burada kimsemiz yok. Yaparsak bu çok tehlikeli olur. | Open Subtitles | ليس لدينا أي شخص هنا ، من الخطر جداً تنفيذها |
Yani onunla iletişim kurma imkanımız yok mu? | Open Subtitles | إذاً، ليس لدينا أي طريق للتواصل معه؟ |
Yani onunla iletişim kurma imkanımız yok mu? | Open Subtitles | إذاً، ليس لدينا أي طريق للتواصل معه؟ |
Bizim işimiz yok mu? | Open Subtitles | ليس لدينا أي العمل للقيام به. |
Hiçbir şeyimiz yok mu? | Open Subtitles | ليس لدينا أي شىء |
Ama ne yazık ki şu an elimizde hiç bir kanıt yok elbette ve.. | Open Subtitles | في هذه الحالة ليس لدينا أي حل أمام هذا التخطيط |
Yumuşak dokuya ne yaptırdığı hakkında hiç bir fikrimiz yok. | Open Subtitles | ليس لدينا أي دليل عن الذي فعلته للأنسجة الرقيقة |
Nerede oldukları ya da ne yaptıkları hakkında hiç bir şey yok. | Open Subtitles | ليس لدينا أي خيط عن مكانهم ولا عن ما يفعلون |
Tüm A.B.D. çapınca çözmek için hiç bir teşvik bulunmuyor. | TED | ليس لدينا أي حافز للمضي قدماً و حلها عبر الولايات المتحدة . |
- Ama maskedeki saçtan gelecek mitokondri DNA'sı eşleşmediği sürece, elimizde onun o otel odasında olduğunu kanıtlayabileceğimiz hiçbir şey yok. | Open Subtitles | ولكن حتى يأتي الحمض النووي للميتاكوندوريا من الشعر بقناع التزلج بنتيجة متطابقة ليس لدينا أي شيئ يربطه بغرفة الفندق هذه |
Arabada hiçbir şey yok. | Open Subtitles | لا، فرانك، نحن ليس لدينا أي شيء في السيارة.. |
Daha şanssız olan toplumlar şanssız ve avantajsız kalmaya devam eder çünkü kullandığımız veri aslında zamanı geçmiş veri ya da hiç iyi değil veya Elimizde hiç veri yok. | TED | ولدينا سكان مهمشون لا تزال تعيش الحرمان والإقصاء لأن البيانات التي نستخدمها إما عفا عليها الزمن، أو ليست جيدةً من الأساس أو ليس لدينا أي شيء على الإطلاق. |
Elimizde hiç mine yok, o yüzden seni zayıflatmamın tek yolu buydu. | Open Subtitles | ليس لدينا أي (فيرفين)، لذا هذه كانت الطريقة الوحيدة لإضعافكَ |
Başka kimsemiz yok. Birlikte usulca yürürüz bu yolda. | Open Subtitles | ليس لدينا أي أحد آخر وسويًا سنسير بهدوء |