- Sağ ol Betty. Şu anda söyleyecek bir şeyimiz yok, sağ olun. | Open Subtitles | شكرا لك بيتي ليس لدينا شيء لقوله هذه المرة .. |
Teşekkürler. DNA'sıyla karşılaştıracak bir şeyimiz yok. | Open Subtitles | شكراً, ليس لدينا شيء لنقارن حمضها النووي إليه |
Biz iyi insanlarız bu yüzden endişelenecek bir şeyimiz yok. | Open Subtitles | نحن أُناس طيبون، لذا ليس لدينا شيء نقلق بشانه. |
Harika, elimizde hiç bir şey yok. Yerini bilmiyoruz, ipucu yok. | Open Subtitles | رائع، إذا ليس لدينا شيء لا موقع، لا شيء على الإطلاق |
Ve bizim elimizde hiç bir şey yok. | Open Subtitles | ،اليوم هو اليوم المنشود وبالكاد ليس لدينا شيء لنواصل به |
kaybedecek hiçbir şeyimiz yok ve kazanacak çok şeyimiz var. | TED | ليس لدينا شيء نخسره، ويمكن أن نكسب كل شيء |
Öylesi daha iyi olur, çünkü şu anda elimizde hiçbir şey yok. | Open Subtitles | حسناً ، يمكن ذلك أيضاً لأنه الآن ليس لدينا شيء |
Bir dizi tatsız sorundan başka bir şeyimiz yok. | Open Subtitles | ليس لدينا شيء غير سلسلة من الأعمال الغير سارة |
Başka söyleyecek bir şeyimiz yok. | Open Subtitles | اذا نحن ليس لدينا شيء ليقوله احدنا للاخر |
Fakat hiçbirimizin Türk olmadığını düşünürsek korkacak bir şeyimiz yok demektir. | Open Subtitles | لكن كما نرى لسنا أتراك، لذا ليس لدينا شيء لنخافه. |
- Sana güvenmiyor. - Sunacak başka bir şeyimiz yok. | Open Subtitles | ـ لا يثق بك ـ ليس لدينا شيء آخر لنُقدمه له |
Denemeye değer. Kaybedecek bir şeyimiz yok. | Open Subtitles | لا بأس بالمحاولة ليس لدينا شيء لنفقده |
Düşünecek daha iyi bir şeyimiz yok da ondan. | Open Subtitles | لأننا ليس لدينا شيء أفضل لنفكر بشأنه |
- Neden teslim olmuyoruz? Nasılsa, bizde çalacakları bir şey yok! | Open Subtitles | ليس لدينا شيء ليسرقوه وحتى لو كان سوف نجعلها خراب |
Orada domuzdan daha büyük bir şey yok. Eski mal sahibi hiç bir şeyden bahsetmemişti. | Open Subtitles | ليس لدينا شيء هنا أكبر من الخنزير المالك السابق لم يذكر أيّ شيء |
Toksin dışarıda, nereye gittiğini bilmiyoruz Kaminsky konuşmuyor, elimizde bir şey yok. | Open Subtitles | السميات في الخارج ولا نعلم إلى أين هي متجهة كامنسكي لن يتكلم ليس لدينا شيء |
Birini ölüme sokup çıkarabilecek hiçbir şeyimiz yok. | Open Subtitles | ليس لدينا شيء لقتل شخص ما . ثم إحياءه مرة ثانية |
Şikayet edecek hiçbir şeyimiz yok. Gaby her zaman bize bakıyor. | Open Subtitles | ليس لدينا شيء للتذمر إن جابي تهتم لأجلنا دائماً. |
Çünkü, Kanal 6'da başka hiçbir şeyimiz yok. | Open Subtitles | لأنه على القناة السادسة ليس لدينا شيء آخر |
Ayrıca zaten benden önce ateş edemezdi ve şimdi elimizde hiçbir şey yok. | Open Subtitles | إى جانب ذلك، انه لم يحدث ان حصل على طلق ناري قبلي على أية حال والآن ليس لدينا شيء |
- Gelmezdi çünkü elimizde hiçbir şey yok. | Open Subtitles | كلا لن يكون لأنه ليس لدينا شيء حتى الآن |
Konuşacak bir şeyimiz kalmadı. | Open Subtitles | لذلك، ليس لدينا شيء نتحدث عنه. |