Cranford'a kalfa olarak gelmişti, burda kimsesi yok. | Open Subtitles | أتى لكرانفورد كجوال ,و ليس لديه أحد في البلدة |
Bak, Julian'ın yardımımıza ihtiyacı var, başka kimsesi yok! | Open Subtitles | انظر ، جوليان يحتاج لحمايتنا ليس لديه أحد سوانا |
Oğlu adamın deli olduğunu sanıyor. O yüzden konuşacak kimsesi yok. | Open Subtitles | وإبنه يظن أنه مجنون, إذاً, فهو ليس لديه أحد ليتحدث إليه... |
İlaçlarını ve yemeğini verecek, banyoya götürecek kimsesi yok. | Open Subtitles | ليس لديه أحد لتأكد بأنه سيأخد أدويته... ليطعمه, ليأخذه للحمام... ... |
Adam tek başına, dostum. Etrafında atış yapabilecek başka hiç kimse yok. Senin gibi mi, Carlos? | Open Subtitles | إنهُوحيدتمامًايارجل، ليس لديه أحد آخر ليُهوّن عليه |
- Konuşacak kimsesi yok. - Ama hemen döneceğiz. | Open Subtitles | ليس لديه أحد يتحدث معه - لكننا سنعود قريبا - |
Gördüğüm kadarıyla kimsesi yok. | Open Subtitles | وفق المعطيات التي وجدتها، ليس لديه أحد |
Taka'nın kimsesi yok mu? | Open Subtitles | تاكا ليس لديه أحد في هذا العالم؟ |
Bazılarımızın kimsesi yok. | Open Subtitles | بعضنا ليس لديه أحد |
Macmaster'ın başka kimsesi yok. | Open Subtitles | ماكماستر ليس لديه أحد آخر |
Hayır, başka hiç kimsesi yok. | Open Subtitles | لا , ليس لديه أحد |
Orada kimsesi yok. | Open Subtitles | ليس لديه أحد هناك |
kimsesi yok. Sadece ben varım. | Open Subtitles | ليس لديه أحد غيري |
kimsesi yok." | Open Subtitles | "ليس لديه أحد". |
kimsesi yok. | Open Subtitles | ليس لديه أحد |
kimsesi yok. | Open Subtitles | ليس لديه أحد. |
kimsesi yok. | Open Subtitles | ليس لديه أحد |
kimsesi yok. | Open Subtitles | ليس لديه أحد. |
kimsesi yok mu? | Open Subtitles | ليس لديه أحد ؟ |
Hayatında kimse yok Annesi onunla hiç ilgilenmiyor. | Open Subtitles | ليس لديه أحد في حياته أمه تتجاهله تماماً |