Adam için üzgünüm ama söyleyecek bir şeyim yok. | Open Subtitles | أنا آسف حيال مقتله لكن ليس لديّ شيء أقوله |
Dediğim gibi söyleyecek başka bir şeyim yok. | Open Subtitles | لقد أخبرتك بالفعل، ليس لديّ شيء آخر لأقوله. |
- Sana Çirkin'i gördün mü dedim. - Sana söyleyecek bir şeyim yok benim. | Open Subtitles | قلت هل رأيت الوحش - ليس لديّ شيء لأقوله - |
Arkamda bırakacak bir şey kalmadı. Hiçbir şeyim yok artık. | Open Subtitles | ليس لديّ شيء لأعود إليه الآن ليس لدي أي شيء |
ben bu kurulun başkanıyım zaman dışında başka Hiçbir şeyim yok ne istiyorsunuz şimdi de? | Open Subtitles | أنا رئيس مجلس الإدارة ليس لديّ شيء سوى الوقت ما الذى تريد أن تعرفه ؟ |
- Ben grevdeyim kardeşim. - Yapacak başka bir şeyim yok. | Open Subtitles | أنا في إضراب، ليس لديّ شيء أعمله |
Kaybedecek bir şeyim yok. | Open Subtitles | ليس لديّ شيء لأخسره. |
Söyleyecek bir şeyim yok. | Open Subtitles | ليس لديّ شيء لأقوله |
Yemek sonrası için okuyacak bir şeyim yok onun için buna "okuma seansı" diyelim. | Open Subtitles | ليس لديّ شيء لقرائتي اليومية بعد الغداء... فلنسم هذه "جلسة قراءة" |
Saklayacak bir şeyim yok. | Open Subtitles | ليس لديّ شيء لأخفيه |
- Hayır. Giyecek hiç bir şeyim yok. | Open Subtitles | ليس لديّ شيء أرتديه |
- Önerecek bir şeyim yok. | Open Subtitles | ليس لديّ شيء أقدمه لك |
Ona karşı bir şeyim yok. | Open Subtitles | ليس لديّ شيء ضدّه |
Konuşacak başka bir şeyim yok ki. | Open Subtitles | ليس لديّ شيء آخر أتحدث حياله |
Lütfen yapma. Hiçbir şeyim yok. Param da yok. | Open Subtitles | أرجوك، أرجوك، ليس لديّ شيء ...لا أموال، لا شيء |
Ama giyecek Hiçbir şeyim yok. | Open Subtitles | لكن ليس لديّ شيء لألبسه |
Şimdi Hiçbir şeyim yok. | Open Subtitles | والآن ليس لديّ شيء |
Söyleyecek Hiçbir şeyim yok. | Open Subtitles | ليس لديّ شيء لأقوله |
Benim ise Hiçbir şeyim yok. | Open Subtitles | لديكِ ابن و ليس لديّ شيء |
- İtiraf edecek Hiçbir şeyim yok. | Open Subtitles | ليس لديّ شيء لأعترف به |
Uğruna yaşayacağım bir şey kalmadı. | Open Subtitles | و فكّي متقرح من كل المضغ ليس لديّ شيء لأعيش له |