Oyun oynamaya vaktim yok. Eğer iş için geldiysen, direk sadede gel. | Open Subtitles | ليس لدي وقتٌ للألاعيب، إذا كان لديك أي شيء مهم فلتقله الآن. |
Sıradaki gelsin. Çocuklarla oynayacak vaktim yok. | Open Subtitles | إجلب التالي , ليس لدي وقتٌ لألعب مع الأطفال |
Oparasyonun nasıl olacağını açıklamaya vaktim yok. | Open Subtitles | ليس لدي وقتٌ لأشرح لك كيف تخدمك هذه العملية |
Aksi takdirde, seninle haftada üç kez görüşmek zorunda kalırız ki açıkçası bu sıralar, bunun için hiç zamanım yok. | Open Subtitles | وإلا ستُقابليني 3 مرات بالأسبوع ولأكون صادقاً , ليس لدي وقتٌ لهذا |
Hayır. Hayır, komuta zinciriyle ilgilencek zamanım yok. | Open Subtitles | لا، لا، ليس لدي وقتٌ للتعامل مع تسلسلنا القيادي |
Hey, gerçekten üzgünüm. Şuan konuşacak hiç vaktim yok. | Open Subtitles | أنا آسفٌ حقاً ليس لدي وقتٌ للتحدث الآن... |
Harcayacak boş vaktim yok. | Open Subtitles | ليس لدي وقتٌ لأضيعه |
- Çünkü çok fazla vaktim yok. - Benim de yok. | Open Subtitles | لأنه ليس لدي وقتٌ طويل- ولا انا- |
Bunun için hiç vaktim yok şu anda... | Open Subtitles | ليس لدي وقتٌ لهذا الهراء |
Buna vaktim yok. | Open Subtitles | ليس لدي وقتٌ لكم |
- Bunun için vaktim yok. - Kapat çeneni. | Open Subtitles | ليس لدي وقتٌ لهذا، اطبق فمك! |
Hattie, Bunun için vaktim yok. | Open Subtitles | هآتي), ليس لدي وقتٌ لهذا) |
- Dylan, buna vaktim yok.. | Open Subtitles | -ديلان) ليس لدي وقتٌ لكي أستمع لـ) ... |
Şu an da buna ayıracak zamanım yok. | Open Subtitles | ليس لدي وقتٌ لهذا في الوقت الحالي |
Maalesef bugün zamanım yok. | Open Subtitles | أُدخلي انا اسفة فأني ليس لدي وقتٌ اليوم |
- Buna zamanım yok. | Open Subtitles | كابتن، ليس لدي وقتٌ لهذا |
Senin için zamanım yok, tamam mı? | Open Subtitles | أنا ليس لدي وقتٌ لك ، مفهوم ؟ |