Zaten tek senin için değil. | Open Subtitles | على كل حال ، ان هذا ليس لكِ فقط |
Bu senin için değil. | Open Subtitles | . هذا ليس لكِ . هنالك قارب في البحيرة |
Açıkçası seçme şansı senin değil, benim de değil. | Open Subtitles | في الحقيقة الخيار ليس لكِ وليس لي. |
O senin değil, kocan senin değil, ben senin değilim. | Open Subtitles | هو ليس لكِ، زوجك ليس لكِ أنا لست لكِ |
"Senin olmayan bir adama göz koymamalısın." | Open Subtitles | "لا يجب أن تنشدي رجلاً ليس لكِ" |
Seninle olmaz mı? | Open Subtitles | ليس لكِ ؟ |
Oy kullanma hakkınız olmayabilir, hanımefendi... | Open Subtitles | ربما ليس لكِ التصويت ياسيدتي... |
O zaman bu hatırlatma senin için değil. | Open Subtitles | إذاً أظن أن هذا التذكير ليس لكِ |
senin için değil. Bu bir yatıştırıcı. | Open Subtitles | إنه ليس لكِ ، إنه مُسكن |
senin için değil tabii. | Open Subtitles | ليس لكِ بالكثير. |
senin için değil. Morris için. | Open Subtitles | ليس لكِ لـ موريس |
Bu onun için , senin için değil . | Open Subtitles | أنه ليس لكِ بل له |
Korkma. senin için değil. | Open Subtitles | لا تخافي، ليس لكِ |
- Bu benim değil. - Hangisi senin değil. | Open Subtitles | ـ هذا ليس ليّ ـ ما الذي ليس لكِ |
Tuz Taht senin değil ki üzerine yemin edesin. | Open Subtitles | العرش المالح ليس لكِ لتقسمي بهِ ، اوبون |
Tuz Taht senin değil ki üzerine yemin edesin. | Open Subtitles | العرش الملحي ليس لكِ لتقسمي به |
- Ama bir tek senin değil. | Open Subtitles | -لكن ليس لكِ وحدك |
Oy kullanma hakkınız olmayabilir, hanımefendi... | Open Subtitles | ربما ليس لكِ التصويت يا سيدتي... |
Ama eğer kendine açık ve dürüst olursan onun sana göre olmadığını anlarsın. | Open Subtitles | ولكن لو كُنتِ حذرة مع نفسُكِ وصريحة. بعدها ستعرفين بأن هذا الرجُل ليس لكِ. |