"ليس للبيع" - Translation from Arabic to Turkish

    • satılık değil
        
    • satılık değildir
        
    • satılık olmadığını
        
    Bakın, buraya gelerek vakit kaybettiğiniz için üzgünüm ama burası satılık değil. Open Subtitles انا اسف انت ضيعت وقتك بالقدوم الى هنا هذا المصنع ليس للبيع
    Petrol kuyusu satılık değil, özellikle senin gibi taş kalpli bir alçağa. Open Subtitles نفط المدرسة ليس للبيع ، خصوصاً لشخص أسود القلب مثلك
    Sadece bu şekilde satılık değil. Open Subtitles ليس هذ خطؤك إنه فقط ليس للبيع لهذا الغرض في الوقت الحالي أو على الإطلاق، حقاً
    Doğru, gece kulübüm satılık değil. Open Subtitles أنها صفقة ناجحة حسناً هذا النادي ليس للبيع
    İki milyon da olmaz, on milyon da, çünkü oğlum satılık değil. Open Subtitles لا مليونين, لا 10 ملايين، لأن ابني ليس للبيع.
    Üzgünüm ufaklık ama ayım satılık değil. Onu aldıklarında senin kadardım. Benim için çok özeldir. Open Subtitles آسف أيها الصغير لكن دبي ليس للبيع هو معي منذ كنت في مثل عمرك
    - Ve ayımız satılık değil. - satılık değil. Open Subtitles ونحن نقول لك، إنّه ليس للبيع إنّه ليس للبيع.
    Hayır, bu at satılık değil. Open Subtitles كلا، لن تشتريه هذا الخيل ليس للبيع
    Venüs'e olan bu tutkunuz için üzüldüm doğrusu. satılık değil çünkü. Open Subtitles انا أسفى لحبك للتمثال انة ليس للبيع
    satılık değil misiniz? Satılık olmayan hiçbir şey yoktur. Open Subtitles ليس للبيع , ليس هنالك شيئ ليس للبيع
    Arabadaki dondurma satılık değil! Open Subtitles الآيس كريم الموجود في الشاحنة ليس للبيع
    Hepinize diyorum, ev satılık değil. Open Subtitles ليسمع الجميع. المنزل ليس للبيع.
    Ama ona dedim ki, "Brad, bu ev satılık değil." Open Subtitles "لكني قلت له , "براد هذا المنزل ليس للبيع
    Olmaz, olmaz. O satılık değil. Open Subtitles . كلا ، كلا ، كلا ، إنه ليس للبيع
    Tüm mahalleyle birlikte çürüyüp gidiyor ama satılık değil. Open Subtitles إنه يتهاوى مع بقية الحي... ولكنه ليس للبيع.
    - 6 milyon dolar, markama katmak için. - Truth satılık değil. Open Subtitles ستة ملايين دولا، لإمتلاكه بالكامل" "ملهى "الحقيقة" ليس للبيع
    Söyledim sana, mekânım satılık değil. Open Subtitles لقد أخبرتك مسبقاً، متجري ليس للبيع
    Dediğim gibi, satılık değil. Şimdi ayağınızı çekin. Open Subtitles كما قلت, ليس للبيع والأن حرك قدمك
    - Almayı düşünüyorsan, satılık değil. Open Subtitles انه ليس للبيع اذا كنت هذا ما تفكر فيه
    - Evimiz satılık değil ki. - Belki de öyledir. Open Subtitles ـ منزلنا ليس للبيع ـ قد يكون كذلك
    Kızım sevgisi satılık değildir. Open Subtitles حب الطفلة الصغيرة ليس للبيع لأيّ أحد
    Aile mirasının satılık olmadığını söylediler. Open Subtitles قال انه إرث عائلي و ليس للبيع.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more