"Teşekkürler, ah bu arada nükleer program diye bir şey yok. Kitle imha silahı da yok. | Open Subtitles | شكراً لكم, بالمناسبة ليس هناك من برنامج نووي, ولا أسلحة دمار شامل |
"Teşekkürler, ah bu arada nükleer program diye bir şey yok. Kitle imha silahı da yok. | Open Subtitles | شكراً لكم, بالمناسبة ليس هناك من برنامج نووي, ولا أسلحة دمار شامل |
Her biri. Silah programı diye bir şey yok. | Open Subtitles | ليس هناك من برامج أسلحة |
Kimse onu öldürmek istemezdi. Celia'yı değil. | Open Subtitles | ليس هناك من يود قتلها "ليس "سيليا |
Kimse onu gömmeye çalışmıyor. | Open Subtitles | ليس هناك من يسعى لوفاته |
Avucunu okuduğumda, bir şeyi söylemeyi unuttum. Gittiğinde seni özleyecek kimse yok. | Open Subtitles | حينما قرأت كفكِ، لم أذكر شيئًا ليس هناك من سيفتقدكِ حينما تموتين |
Diyelim bir mucize oldu ve bunu atlattınız. Yine de ileride kavga etmeyeceksiniz diye bir şey yok. | Open Subtitles | من خلال معجزة يمكنم تجاوز هذا الأمر ليس هناك من ضمانات بأن(جو) لن يحارب |
Silah programı diye bir şey yok. | Open Subtitles | ليس هناك من برامج أسلحة |
Diyelim bir mucize oldu ve bunu atlattınız. Yine de ileride kavga etmeyeceksiniz diye bir şey yok. | Open Subtitles | من خلال معجزة يمكنم تجاوز هذا الأمر ليس هناك من ضمانات بأن(جو) لن يحارب |
Kapatma diye bir şey yok. | Open Subtitles | ليس هناك من إغلاق. |
-Biz diye bir şey yok. Tamam mı, Dedektif? | Open Subtitles | ليس هناك من "نحن" أيها المحقق اتفقنا؟ |
Kimse onu gömmeye çalışmıyor. | Open Subtitles | ليس هناك من يسعى لوفاته |
Kimse onu saklamaya çalışmıyor. | Open Subtitles | ليس هناك من يسعى لوفاته |
Kimse onu saklamaya çalışmıyor. | Open Subtitles | ليس هناك من يسعى لوفاته |
En güncel Bingo Kitabı'nda bu adamın tarifine uyan kimse yok. | Open Subtitles | إنه في آخر كتاب البنجو ليس هناك من يستطيع أن يجاري وصفه |
Demek istediğim, ben güvenlikçiyim. Ve içerde uğraşmam gereken kimse yok. | Open Subtitles | أقصد أنني أعمل كفتوة هنا ، لكن ليس هناك من أحد يحتاج لأن أطرده |