"ليس وقتاً مناسباً" - Translation from Arabic to Turkish

    • iyi bir zaman değil
        
    • zamanı değil
        
    • uygun bir zaman değil
        
    • zamani degil
        
    • hiç sırası değil
        
    • doğru zaman değil
        
    • İyi bir vakit değil
        
    • Şimdi sırası değil
        
    Ve şu an, senin o aptalca espirilerin için iyi bir zaman değil. Open Subtitles والآن ليس وقتاً مناسباً لاحدى تعليقاتك الذكيّة
    Önemli bir görüşmedeyim, şuan konuşmak için iyi bir zaman değil. Open Subtitles أنا في مقابلة الآن، لذا هذا ليس وقتاً مناسباً للتحدث
    - İnan ya da inanma, iyi bir zaman değil. Open Subtitles ،مرحباً، صدق أو لا تصدق .هذا ليس وقتاً مناسباً
    Yılın doğru zamanı değil. Balık akını olduğunda bir daha geliriz. Open Subtitles ليس وقتاً مناسباً على أي حال للصيد في السنة، سنعود عندما تعج البحيرة بالأسماك
    Bana ziyaretini haber vermeliydin. Pek uygun bir zaman değil. Open Subtitles كان يجب أن تخبريني قبل حضورك هذا ليس وقتاً مناسباً
    Çok düşüncelisiniz, ama şu an iyi bir zaman değil. Open Subtitles هذا تفكير جيد منك لكنه ليس وقتاً مناسباً
    Belki de konuşmak için iyi bir zaman değil. Open Subtitles ربما الآن ليس وقتاً مناسباً للحديث اسمعيني يا أختي فقط قابلي هذا الشاب
    Sanırım konuşmak için iyi bir zaman değil. Open Subtitles كنت أفكّر ربما الآن ليس وقتاً مناسباً للحديث
    Üzgünüm dostum hiç iyi bir zaman değil. Open Subtitles أنظر، آسف يا رجل. ولكن هذا ليس وقتاً مناسباً.
    Oh, hiç de iyi bir zaman değil, Alfie. Aklımda çok şey var. Open Subtitles ( هذا ليس وقتاً مناسباً يا ( ألفي لديّ أشياءً كثيرة تشغلني الآن
    Ah, aslında şu an iyi bir zaman değil. Open Subtitles في الحقيقة هذا ليس وقتاً مناسباً
    - Çöpçatanlığın zamanı değil. Open Subtitles هذا ليس وقتاً مناسباً لتعثري لي على عشيق
    Konu çocukların yanına dönmesi ile ilgiliyse şu anda zamanı değil. Open Subtitles اعني, اذا كان ذلك بخصوص انتقال الأولاد معك فهذا ليس وقتاً مناسباً
    Kendine verdiğin değeri ölçmenin zamanı değil. Open Subtitles هذا ليس وقتاً مناسباً لإعادة تقييم ثقتك بنفسك
    Özür dilerim, fikrimi değiştirdim, fakat evi satmak için hiç uygun bir zaman değil. Open Subtitles و عهود التنفيذ آسف ثانيةً على التراجع لكنه ليس وقتاً مناسباً لبيع المنزل
    Sadece şu an uygun bir zaman değil. Pekâlâ. Open Subtitles أعرف ما قلت، إنه فقط ليس الآن ليس وقتاً مناسباً
    Artık her kimsen şu an masaj, striptiz veya icra edeceğin sosyal performans için uygun bir zaman değil. Open Subtitles أيّاً كنت، هذا ليس وقتاً مناسباً لتدليك أو رقص تعري أو أيّ عمل مجتمعي ربما تقوم به.
    Bunun zamani degil. Open Subtitles هذا ليس وقتاً مناسباً
    J.D., hiç sırası değil, tamam mı? Open Subtitles (جي دي), الآن ليس وقتاً مناسباً, حسناً؟
    doğru zaman değil. Open Subtitles هذا ليس وقتاً مناسباً.
    Şimdi ziyaret için çok iyi bir vakit değil aslında. Open Subtitles كل ما بالأمر, أن هذا ليس وقتاً مناسباً للزيارة
    Şimdi sırası değil! Open Subtitles هذا ليس وقتاً مناسباً

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more