"ليضع" - Translation from Arabic to Turkish

    • koyacak
        
    • koyması
        
    • koymak için
        
    • yerleştirmek
        
    • alacaktı yahu
        
    Sadece tepegözüne benzin koyacak bir güönüllüye ihtiyacım var. Open Subtitles اريد متطوع ليضع بعض الوقود في لعارض الصور
    İçeride öğrenci olmazsa, şarkı söylerken bağış kutumuza para koyacak kimse olmaz. Open Subtitles ان لم يكن بها طلاب فلن يكن هناك أحد ليضع المال بصندوق الجمع بينما نغني
    İçimde bir uzaylı büyüyor ve yabancı bir adamı, elini vajinama koyması için bekliyorum. Open Subtitles حسنا.. انا لدى كائن غريب ينمو بداخى و أنا فى انتظار رجل غريب ليضع يده بداخل مهبلى
    Şarabıma barut ağacı koyması için hizmetkârlardan birine para vermiş olabilir. Open Subtitles يستطيع رشوة أحد الخدم ليضع المسهل في كأسي
    Neil, kendini bayağı bayağı evinde hissederken, Jay de, cinsel organıyla köpeği arasına biraz mesafe koymak için bir plan yapmıştı. Open Subtitles ,بما أن نيل وجد نفسه في البيت بشكل جيد ,جاء جاي بخطة ما ليضع بعض المسافة بين أعضاءه الجنسية و الكلب
    Yer altındaki laboratuvarına, taşlaşmış ahşap koymak için çok zahmet çekmiş olmalı. Open Subtitles كان ليتحمل الكثير من المشقة ليضع خشباً متحجراً في مختبر تحت الأرض.
    Çıkmadan bir bardak su ister, böylece ilk kamerayı yerleştirmek için dikkat dağıtmış olur. Open Subtitles وخلال مباشرة عمله يطلب كوب ماء أو أي إلهاء ليحصل على بعض الوقت ليضع الكاميرا الأولى
    Seni kaldırıp kafa kilidine alacaktı yahu! Open Subtitles أنه كان ليضع رأسك بين ذراعيه.
    Güvenlik onu alacak ve güvenli bir yere koyacak. Open Subtitles الامن سياتي ليضع هذه في الخزنه.
    Ben seçmiştim. Charlie'nin onu koyacak bir yeri yok. Open Subtitles أخترت ذلك، (تشارلي) ليس لديه أي مكان ليضع فيه ذلك
    Akşam yemeği için gidip gelirken Bay Marston'ın içkisine bir şey koyacak zaman bulmuş olabilir. Open Subtitles ذهابًا و إيابًا أثناء العشاء. وكان لديه الوقت ليضع السم في شراب السيد (مارستون).
    Bak, tek bildiğim şey, Charles Boyle, bugün o cenazeye gidecek ve oradaki mezarlığa "kemiği" koyacak. Open Subtitles إنظروا , كل ما أعرفه هو ان (تشارلز بويل). ذاهب إلى تلك الجنازة. وسيذهب ليضع العظمة فى ساحة العظم مجدداً.
    Sanırım babam birine Vincent'ın buzdolabına Windsor'un kalbini koyması için para vermiş. Open Subtitles أعتقد أنّ أبي قد دفع لأحد ليضع قلب (ويندسور) داخل ثلاجة (فينسنت)
    Harry Salvo, adama o kavanozu Vincent'ın teknesine koyması için para ödedin. Open Subtitles هاري سالفو)، الرجل الذي دفعت له) ليضع تلك الجرّة في بيت (فينسنت) العائم
    Belki 50,000 doları koymak için almıştır. Open Subtitles حسناً , ربما اشتراها ليضع فيها الخمسون دولاراً
    Dwight, odama ahşap yaban ördeği koymak için yanlış günü seçti. Open Subtitles "دوايـت أختار اليوم الخطأ ليضع بطة بريه في مكتبي"
    Evini tekrar düzene koymak için geri döndü. Open Subtitles لقد جاء ليضع منزله فى الإدارة
    Bay Talt'ın parmak izlerini silaha yerleştirmek, ateş etmek ve tüm bunları düzenlemek için arabaya tırmanması gerekirdi. Open Subtitles دحول السيارة ليضع بصمات السيد تالت على المسدس ضرب طلقة، وترتيب كل هذا
    McGovern' ın kampanya etkinliklerini yerleştirmek için. Open Subtitles ليضع فيها أوراقاً من حملة (مكغفرن)
    Seni kaldırıp kafa kilidine alacaktı yahu! Open Subtitles .أنه كان ليضع رأسك بين ذراعيه

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more