Yani katil, artık kulübe üye olmadığını göstermek için parmağını mı kesti? | Open Subtitles | إذا، من قتله قطع إصبعه ليظهر أنه لم يعد في النادي ؟ |
1920'lerde, Alman matematikçi David Hilbert sonsuzluk kavramını anlamamızın ne kadar zor olduğunu bize göstermek için ünlü bir düşünce deneyi tasarladı. | TED | في عشرينات القرن الماضي قام عالم الرياضيات الألماني دافيد هيلبرت بتصميم تجربة فكرية مشهورة ليظهر لنا مدى صعوبة فهم عقولنا لمصطلح اللانهاية. |
Belki bunu Düzen Efendileri'ne hala ne kadar güçlü olduğunu göstermek için yaptı. | Open Subtitles | ربما يكون قد فعل هذا ليظهر لباقى لوردات الجواؤلد مدى قوته الحالية |
Bu akşam oldukça çabaladı. Takım arkadaşlarına neden yapılmış olduğunu gösterdi. | Open Subtitles | إنه يحفر بعمق هذه الليلة ليظهر لزملائه معدنه الحقيقي |
Eski nişanlımın ortaya çıkmasını bekleyeceğime... | Open Subtitles | أي شيء , ولكن ليس أنتظار صديقي السابق ليظهر |
Korkak rezil biri gibi kaçıyormuş görünsün diye gizlemişler cesedini. | Open Subtitles | لقد أخفوا جثته ليظهر للعيان أنه هرب مثل الجبان |
Bir başka bürokratın ortaya çıkması kolay olur. | Open Subtitles | من السهل جداً أن يستفز هذا البيروقراطي فقط ليظهر نفسه |
Asıl soru eğer bir sonraki fotoğrafta bir şey göstermek isteseydin herhangi bir şey, ne görmeyi tercih ederdin? | Open Subtitles | السؤال هو إن كان بمقدوركم أن تختاروا شيئا ليظهر بصورة الغد ماذا ستختارون؟ |
Madalyalarını Politbüro üyelerinden birinin yeğeniyle evlenerek kazanmadığını göstermek için. | Open Subtitles | ليظهر للرّجال أنه لم يفز بشاراته بالزواج من ابنة أخ عضو فى المكتب السياسيّ |
Ne kadar sıradan bir adam olduğunu göstermek için Bank'in de hazır bulunacağı büyük açılışın gündüzünde oyun fuarı düzenledi. | Open Subtitles | ليلة الافتتاح سيكون هناك مهرجان مقامرة وبالطبع سيحضره بانك ليظهر كم هو رجل بسيط فرانك سيكون محور الخدعة |
Ne kadar sıradan bir adam olduğunu göstermek için Bank'in de hazır bulunacağı büyük açılışın gündüzünde oyun fuarı düzenledi. | Open Subtitles | ليلة الافتتاح سيكون هناك مهرجان مقامرة وبالطبع سيحضره بانك ليظهر كم هو رجل بسيط |
Rehinci dükkânının bile kalitesini göstermek için işe resepsiyonist aldığı o güzel eski günlerde kaldı o iş. | Open Subtitles | في الأيام الخولي عندما كان حتى محل الرهن يضع موظفة إستقبال ليظهر منزلته |
Müvekkilim, iyi karakterini göstermek için 10 iyileşme programı seansına katılmıştır. | Open Subtitles | لقد قام موكلي بحضور عشر جلسات في برنامج إعادة التأهيل ليظهر شخصيته السوية |
Asıl soru eğer bir sonraki fotoğrafta bir şey göstermek isteseydin herhangi bir şey, ne görmeyi tercih ederdin? | Open Subtitles | السؤال هو إن كان بمقدوركم أن تختاروا شيئا ليظهر بصورة الغد ماذا ستختارون؟ |
Ve D.A. ise bu güçlerin neden bu kadar önemli olduğunu göstermek istemektedir. | Open Subtitles | والآن المدعي العام مستعد ليظهر لم هذه القوى مهمة جدًا |
Ama öldürmedi. Yaşamalarına izin verdi. Merhamet gösterdi. | Open Subtitles | , لكن لم يفعل ذلك . تركهم يعيشون ليظهر بعض الرحمة |
Adamın evinde bir buluşma ayarladı ilaç verdikten sonra onu vurdu ve bunu bir intiharmış gibi gösterdi. | Open Subtitles | حددت الإجتماع في بيتِه وهناك خدّرَته وأطلقت النار عليه ونظّمَت موتَه ليظهر على أنه إنتحار |
Tamam yani bana söylediğin Metatron sana tuzak kurdu o bombacıları ayarlayıp kendini kurban gibi gösterdi. | Open Subtitles | إذاً أنت تقول بأن "ميتاترون" نصب لك فخاً رتّب هؤلاء المنتحرين ليظهر نفسه بأنه الضحية |
Kirsten'ın numarasının çıkmasını bekleyeceğiz. | Open Subtitles | نحن فقط بحاجه ان ننتظر رقم كريستين ليظهر |
Bay Roper'ın ortaya çıkmasını bekliyorum. | Open Subtitles | أستمر بالإنتظار ليظهر السيد روبير |
Şu an için RHD'nin evrak işlerini hallediyoruz silahların izini sürüyor ve Nash'in ortaya çıkmasını bekliyoruz. | Open Subtitles | في الوقت الحالي, نوصل الأوراق فحسب, لقسم شعبة السرقة والقتل, ونتتبع الأسلحة, وننتظر (ناش) ليظهر. |
Ellerinizi kaldırın ki fotoğrafta her şey görünsün. | Open Subtitles | إرفع يديك لأعلى ليظهر كل شيء في الصورة |
Umalım ki ortaya çıkması birkaç gün sürsün, ve biz de cennetin köşelerinden birinin tadını çıkaralım. | Open Subtitles | ونتمنى أن يستغرقه الأمر يومان ليظهر حتى يمكننا الاستمتاع بهذه القطعه من النعيم |