"ليعتني" - Translation from Arabic to Turkish

    • bakacak
        
    • ilgilenecek
        
    • göz kulak
        
    • bakması
        
    • bakmak için
        
    • ilgilenmesi için
        
    • kollayacak
        
    Çok tatlı ve nazik biri. Kendisine bakacak birine ihtiyacı var. Open Subtitles إنه جذاب جدًا بالفعل كما أنه يحتاج لشخص ما ليعتني به
    Babanız size bakacak, Babanız size yem bulacak. Open Subtitles أبوكم هنا ليعتني بكم أبوكم الذي يعتني بكم
    Artık seninle Anne ilgilenecek hem artık bir ağabeyin de var. Open Subtitles أُمّك ستعتني بكِ الآن، وسيكون لديكِ أخٌ أكبر ليعتني بكِ أيضاً.
    Keşke onunla ilgilenecek kan bağı olan biri olsa, en doğalı bu. Open Subtitles أو كان عنده فقط قرابة دم ليعتني به مع ! ربطة طبيعية.
    Onlara göz kulak olacak, güvenilir birisine ihtiyaçları vardı. Open Subtitles أرادوا شخص يمكنهم الوثوق بهِ ليعتني بالسجناء.
    Çocuğa bakması için birini arıyorsun ve kadın geçmiş karşında duruyor. Open Subtitles أنت تبحث عن شخص ما ليعتني بالصبي. وهيّ تقف أمامك تماماً.
    Biraz önce konuştum hasta bir çocuğa bakmak için yetimhaneye uğramış. Open Subtitles تحدثت إليه للتو، لقد توقف عند دار الأيتام ليعتني بطفل مريض
    Herkes, onunla ilgilenmesi için Lee-san'a ve Sanshou-baasan'a izin vermeyi düşünüyor mu? Open Subtitles جميعكم، أترون أن ندع لي وسانشو ليعتني به؟
    Bir süreliğine ona bakacak birini bulabilir misin? Open Subtitles هل تستطيعين ان تحضري احدا ليعتني بها؟ حسنا
    Ölüm eşiğindeyken ona bakacak birileri olsaydı son nefesini yalnız başına vermek zorunda kalmazdı. Open Subtitles لو كان لديه أحد ما ليعتني به عندما حاصره الموت، بدلاً من الاستلقاء هناك وحيداً وهو يلفظ أنفاسه الأخيرة
    Tamamen babasına bağlı gibi ve o ölünce kendisine bakacak kimse kalmamış. Open Subtitles يبدو أنه كان معتمداً على والده بشكل كامل وعندما توفي والده فلم يتبق أحد ليعتني به
    Hasta da. bakacak biri lazım. Open Subtitles انها مريضة، وهي في حاجة لشخص ما ليعتني بها
    Yalnız yaşıyor ve bakacak kimsesi yok. Open Subtitles انه يعيش بمفرده، ولا يوجد لديه أحد ليعتني به.
    Ve onun sana benim baktığım gibi bakacak zamanı yok. Open Subtitles و هو ليس لديه الوقت ليعتني بك كما أفعل
    Oğlumun onunla ilgilenecek bir erkeğe ihtiyacı var ve gitmek istediği yolda kabul edecek. Open Subtitles يحتاج إبني إلى رجل ليعتني به، وليساعده على مواصلة طريقه الذي يريده
    Bir zamanlar ihtiyacım olduğunda benimle ilgilenecek birisi olduğu için şanslıydım. Open Subtitles قبل وقت طويل، كان من حسن حظي وجود شخص ليعتني بي عند حاجتي لذلك.
    Bunları atlatmanda yardımcı olmak istedim. Kendi başına beceremezsin, seninle ilgilenecek birine ihtiyacın var. Open Subtitles أنا هنا لمساعدتك لتخطي هذا، لايمكنك فعلها وحدك تحتاج شخص ما ليعتني بك
    Size göz kulak olmak üzere aile üyelerinizden birini yanınızda getirebilirsiniz. Open Subtitles مسموح لك باصطحاب واحد فقط من عائلتك ليعتني بك
    Şimdi tamamen yalnız... ve ona göz kulak olacak birine ihtiyacı var. Open Subtitles وهي الأن تتصرف بحرية لوحدها وهي بحاجة الى رجل ليعتني بها
    Sanırım bir yabancı bulmam lazım, minik bebek Lynette'e bakması için. Open Subtitles أظن انني سأجد غريبا ما ليعتني بالطفلة الصغيرة لينيت
    Evet, ölmekte olan annesine bakmak için okulunu bırakacak türde bir insan. Open Subtitles هو النوع من الأشخاص .. الذي يترك الجامعة .ليعتني بوالدته التي تحتضر
    Onunla ilgilenmesi için babasına ihtiyacı var. Open Subtitles تحتاج أباها ليعتني بها
    Arkasını kollayacak ve eğitimini karşılayacak zengin bir babası vardı. Open Subtitles لديه أب ثري ليعتني به و ينفق على تدريسه

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more