Söylediklerim şundan ibaret: bu sessizliği bozmamız gerekiyor ve bunu yapmak için daha çok erkeğe ihtiyacımız var. | TED | وكل ما أقوله هو أننا بحاجة إلى كسر ذلك الصمت، ونحن بحاجة إلى المزيد من الرجال ليفعلوا ذلك. |
Filmlerde doğru şeyi yapmak için farklı bir yol izleyen kişilere verilen bir ad var: | TED | في الأفلام، لديهم اسم يطلقونه على الأشخاص الذين يسلكون طريقًا مختلفًا ليفعلوا الأشياء بطريقةٍ صائبة. |
Sabırla insanların meşhur şeyler yapmasını bekliyor. | Open Subtitles | لكن تجلس، تنتظر بفارغ الصبر للناس ليفعلوا أمور مشهورة |
Eski güzel Soğuk Savaş döneminde, ...Ruslar hareketlerini neyle sonuçlanacağı bilerek yaparlardı. | Open Subtitles | في أيام الحرب الباردة ، كان يمكن ... دائماً الإعتماد على الروس ليفعلوا أقصى إستطاعتهم دائماً لتحقيق أكبر أستفادة لهم |
Biz, bunu yapması için adam tutarız. Neden bir usta çağırmıyorsun? | Open Subtitles | . نحن نستأجر الناس ليفعلوا هذا لماذا لا نجلب المقاول ؟ |
Eğer o kendinden vazgeçmeseydi, bunu yapamazlardı. | Open Subtitles | لم يكونوا ليفعلوا ذلك لو لم تسلم نفسها |
Ve biz kendi ışığımızın parlamasına izin verirsek... farkında olmadan diğer insanların da aynı şeyi yapmasına öncü oluruz. | Open Subtitles | و بينما نحن وبينما نحن نترك ضوءنا يشع نحن نعطي لبقية الناس الفرصة ليفعلوا مثلنا دون أن نشعر |
Bir-iki sik yalarım, taşaklarıyla falan oynarım diye geliyorlardı ama bir şeyle oynayamadılar, çünkü kafaları vücutlarından ayrıldı. | Open Subtitles | كانوا يذهبون إلى هناك وكأنهم "سألعق قضيب، ربما الخصية أو هذا الهراء". لا. لم يتسنى لهم فرصة ليفعلوا ذلك لأن رؤوسهم تم قطعها. |
Bence onlar bunu yapmak için gelmişlerdi gözlük ve bir bıyık çizmek için mi? | Open Subtitles | اعتقد هذا سبب وجودهم هنا ليفعلوا هذا ـ ليرسموا نظارة وشوارب؟ |
YouTube buna ilk kulak verdiği zamanlarda bununla ilgili söyledikleri ilk şey daha iyi makine öğrenimli algoritmalar kullanacaklarıydı, içeriği ılımlı yapmak için. | TED | حينما بدأ اليوتيوب أن يولي اهتمامه لهذه الأمور، أول شيء قالوه ليفعلوا شيئا حياله كان أنهم سينشرون آلة أفضل على دراية باللوغاريتمات لتعديل المحتوى. |
Nasıl derler, burada yaşayanlar, Bert'e bunu yapanlar, aynısını bize de yapmak için dışarıda bekliyorlarsa? | Open Subtitles | كما تعلمون , ماذا لو كان من يعيشون هُنا ..... هم الذين قد فعلوا هذا ببيرت . و ينتظرون بالخارج ليفعلوا هذا لنا |
Neden ta Kansas'tan bunu yapmak için geliyorlar ki? | Open Subtitles | لماذا يأتون طوال هذا الطريق من "كانساس" ليفعلوا هذا؟ |
Büyükelçi, hep şunu söyledim eğer dünyayı değiştirmek istiyorsan, Bunu diğer insanların senin için yapmasını beklemezsin. | Open Subtitles | أيها السفير، دوما ما أقول أنَّك إذا أردت تغيير العالم، فلا تنتظر أناس آخرين ليفعلوا ذلك بدلاً عنك. |
Benim yapamadığımı halkımın yapmasını bekleyemem. | Open Subtitles | لا يمكنني أنْ أسأل قومي ليفعلوا أموراً لستُ مستعداً لفعلها بنفسي |
Kim bilir sana neler yaparlardı. | Open Subtitles | من يعرف ماذا كانوا ليفعلوا بك |
- Ben olmasam ne yaparlardı? | Open Subtitles | -ماذا كانوا ليفعلوا من دوني؟ |
Bunu yapması için birini tutabilirsin, biliyorsun. | Open Subtitles | أتعرف ، انت تدفع لأناس ليفعلوا هذا |
Bunu yapması için başkalarını tutar. | Open Subtitles | إنه يدفع للآخرين ليفعلوا ذلك. |
Ve bütün bunları sensiz yapamazlardı. | Open Subtitles | و لم يكن ليفعلوا هذا بدونك |
Ve biz kendi ışığımızın parlamasına izin verirsek... farkında olmadan diğer insanların da aynı şeyi yapmasına öncü oluruz. | Open Subtitles | و بينما نحن نترك ضوءنا يشع نحن نعطي لبقية الناس الفرصة ليفعلوا مثلنا دون أن نشعر |
Bir-iki sik yalarım, taşaklarıyla falan oynarım diye geliyorlardı ama bir şeyle oynayamadılar, çünkü kafaları vücutlarından ayrıldı. | Open Subtitles | كانوا يذهبون إلى هناك وكأنهم ."سألعق قضيب، ربما الخصية أو هذا الهراء" لا. لم يتسنى لهم فرصة ليفعلوا ذلك .لأن رؤوسهم تم قطعها |