"ليقلق" - Translation from Arabic to Turkish

    • Endişe
        
    • Endişelenecek
        
    • Endişelenmesi
        
    • endişelendirecek
        
    Endişe etmesi gereken, Çok daha önemli Şeyler vardı, bir koç olarak. Open Subtitles أما للمدرب فلديه أشياء أكبر ليقلق بشأنها لماذا ؟
    O yaşlı kadını öldürmemeliydi diyorum. O zaman böyle Endişe etmek zorunda kalmazdı. Open Subtitles أعتقد أنّه ما كان يجب عليه قتل تلك العجوز عندها ما كان ليقلق حول هذا الأمر
    Elbette Endişelenecek aile işleri var. Open Subtitles بالطبع ، لديه الشؤون المنزلية ليقلق بشأنها.
    Endişelenecek daha iyi şeyleri yok mu yakında vali olacak olması falan? Open Subtitles أليس لديه أموراً أهم ليقلق عليها لكونه سيكون الحاكم قريباً؟
    Hayır, hayır. Endişelenmesi gereken kendi tenis skandalı var. unutma. Open Subtitles لا لا لديه فضيحة التنس الخاصه به ليقلق بشأنها ,أتذكر؟
    Endişelenmesi için bir sebep yok. Open Subtitles لا يوجد لديه سبب ليقلق بخصوص شئ لا ينبغي عليه القلق بشأنه
    Bir adamı endişelendirecek kadar çok. Open Subtitles مال كثير لرجل واحد ليقلق عليه.
    Endişe edeceği koca bir dünya var sadece biz değil, sadece bu ekip değil. Open Subtitles لديه العالم ليقلق عليه. ليس نحن فقط، ليس الفريق.
    Endişe duyacak çok şeyi var. Open Subtitles لديه الكثير ليقلق منه
    Onları bir odaya topla kardeşin, Masseria ve diğerlerini ve Will'in Endişe edecek hiçbir şeyi kalmasın. Open Subtitles فلتجمعهم في غرفة شقيقكَ، و (ماسريا) والأخرون ولن يكون لـ (ويل) شيئاً ليقلق بشأنه
    Seni kıskanıyorum. Benim için Endişelenecek birisi yok. Open Subtitles أنا غيور ليس لي واحد ليقلق عنيّ
    Endişelenecek hiçbir şey yok. Open Subtitles لا يوجد شيء ليقلق من أجله
    Daniel'ın Endişelenecek yeterince şeyi var. Open Subtitles "دانيل" لديه ما يكفي ليقلق بشأنه
    Endişelenecek bir rekabet olmaz. Open Subtitles ليس هناك منافس ليقلق حياله
    Endişelenmesi gereken çok daha önemli şeyler varmış gibi. Open Subtitles لأن لديه أشياء أهم ليقلق بشأنها
    Onun Endişelenmesi ve etrafta kovalaması gereken torunları var. Open Subtitles لديه أحفاد ليقلق بشأنهم و يطاردهم
    Endişelenmesi gereken yeteri kadar şey var. Open Subtitles لديه ما يكفى ليقلق عليه
    - Senin için endişeleniyorum Doug. - Kimsenin Endişelenmesi gerekmiyor. Open Subtitles أنا قلق عليك يا (دوغ) - لا داعي ليقلق علي أحد -
    Onu endişelendirecek kadar şeyi söylemiştiniz zaten. Open Subtitles لكنك اعطيته سبباً ليقلق

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more