Böyle bir gecede çıplak gözün görebileceği yaklaşık 2,500 yıldız vardır. | Open Subtitles | في ليلةٍ مثل هذه يوجد حوالي 2.500 نجم يُرى بالعين المجردة |
Söylediğine göre buzda gördüğüm, bizim çadırla havaalanı arasındaki bir, iki santimetrelik çatlak bir gecede 20 metreye genişlemiş. | Open Subtitles | بين خيمتنا ومدرج الطائرات، الذي لم يكن يتعدى 2.5 سنتيمتر أو نحوه، توسع بين ليلةٍ وضحاها ليبلغ 20 متراً |
Tüm kasaba bir gecede nasıl şizofreni hastası olabilir ki? | Open Subtitles | كيف لبلدةٍ بأسرها أن تُصاب بالإنفصام بين ليلةٍ و ضحاها؟ |
"Bir Yaz gecesi Rüyası"nda tek bir espri bulmak için okul sıralarında harcanacak saatler. | Open Subtitles | ساعاتٌ طوال يستغرقونها في المدارس لاستخراج طرفةٍ واحدةٍ في "حلم ليلةٍ في منتصف الصيف". |
Bir gece yiyecek aramaya çıktım. O şeyin düştüğü geceydi. | Open Subtitles | خرجت ذات ليلةٍ لأبحث عن طعام ذاتالليلةالتيسقط فيهاذلكالشئ. |
Soğuk bir gecede riske atılarak zaferle geri dönen bir adamı dinleseler daha iyi olurdu ama sakın sözüme güvenmeyin. | Open Subtitles | سيكون أفضل من الإستماع إلى رجل الذي غامر في ليلةٍ باردة و عاد بالنصر لكن لا تأخذ كلمتي في ذلك |
Kimse bir gecede değişemez. | Open Subtitles | حسناً، لا يتغير أحدهم بينَ ليلةٍ و ضُحاها |
Hafızan yağmurlu bir gecede bir arabanın arkasında başlıyor. | Open Subtitles | أنتَ تتذكر بكونكَ في سيارة في ليلةٍ ممطرة |
İyi bir gecede bile güç bela toparlanırız. | Open Subtitles | ،في ليلةٍ جيده بالكاد نتعادل في الإنفاق و الربح |
Her şeyi bir gecede tüketmek şart değil, değil mi? | Open Subtitles | لكننا لسنا بحاجة لتفريغ كل الطاقات في ليلةٍ واحدة, أليس كذلك؟ |
Böyle bir gecede sizi buraya getiren nedir? | Open Subtitles | ما الذي أحضرك من منزلك الدافئ في ليلةٍ كهذه؟ |
Michael polislere kendisiyle irtibata geçip "bir gecede tonla para kazanmak istermisin" diye sorduğunu söyledi. | Open Subtitles | سألتَه إذا كان يريد أن يجني مالاً كثيراً من العمل في ليلةٍ واحدةٍ |
Bunun bir gecede olduğunu söylüyorsunuz öyle mi? | Open Subtitles | وأنت تقولين أن هذا حدث بين ليلةٍ وضحاها؟ |
Arkadaşım bir gecede bağnaz politikacı oldu. | Open Subtitles | صديقتي أصبحت سياسيّة متعصبة خلال ليلةٍ وضحاها |
Sonra, bir gecede bütün dünya değişti. | TED | وبعدئذٍ، تغير العالم بين ليلةٍ وضحاها. |
Ama bir yıl sonra, İskoçya'da karanlık bir gecede arkadaşlarımla bir bardan çıktığımda çok kötü bir kaza geçirdim. | TED | ولكن بعدها بسنة، تعرّضت لحادثٍ مروّع، بعد خروجي من حانةٍ في ليلةٍ مظلمةٍ مع بعض الأصدقاء في "سكوتلاندا" |
Sonra bir Ekim gecesi bir fuara gittim. | Open Subtitles | ثمّ ذاتَ ليلةٍ من "تشرين الأوّل\اكتوبر" ذهبتُ إلى معرض |
Sonra bir Ekim gecesi bir fuara gittim. | Open Subtitles | ثمّ ذاتَ ليلةٍ من "تشرين الأوّل\اكتوبر"، ذهبتُ إلى معرض. |
İnanılmaz bir dövüş gecesi | Open Subtitles | يـا لها من ليلةٍ لاتصدق من القتالات |
Karanlık ve fırtınalı bir geceydi yıl 1589'du. | Open Subtitles | في ليلةٍ عاصفةٍ و حالكة الظلمة، وكانت السنة ألف وخمسمائة وتسعٌ وثمانون. |
Bu gece, hayatım boyunca yaşadığım en güzel geceydi. | Open Subtitles | تلكَ كانتْ أفضل ليلةٍ في حياتي. |