"ليلة وفاتها" - Translation from Arabic to Turkish

    • öldüğü gece
        
    • öldürüldüğü gece
        
    Bence öldüğü gece bir hap aldı ve o haptaki zehir yavaşça yayıldı ve onu öldürdü. Open Subtitles ولكنى مؤمن انه فى ليلة وفاتها قد تناولت ايضا كبسولات الكبد .. , والذى خرج منها بطيئا وقتلها
    öldüğü gece neden kaleden çıktığını öğrendim. Open Subtitles وأنا أعلم لماذا كانت . خارج القلعة ليلة وفاتها
    öldüğü gece olanlarla ilgili bana bir imgelem gösterdi. Open Subtitles لقد منحتني رؤية عن مالذي جرى ليلة وفاتها
    öldüğü gece neden onun kardeşinin evinde olduğunu söyle. Open Subtitles الآن، أخبرني أنك لم تكن في منزل شقيقتها في ليلة وفاتها
    öldürüldüğü gece neredeydin bize söylersin diye umuyorduk. Open Subtitles نحن نأمل أن تخبرينا أين كنت ليلة وفاتها
    Bu, Nicole Weizz'ın öldüğü gece kullandığı uyuşturucu. Open Subtitles هذا هو نفس الدواء استغرق نيكول يتز ليلة وفاتها.
    Yemin ederim, öldüğü gece nereye gittiğini bilmiyordum. Open Subtitles أقسم، ليس لديّ أيّ فكرة عن مكان ذهابها ليلة وفاتها.
    Yemin ederim. öldüğü gece ailemle birlikte olduğumu size söyledim. Open Subtitles قلتُ لكِ، كنتُ بالمنزل مع عائلتي ليلة وفاتها.
    En son eşimin öldüğü gece böyle bir odadaydım. Open Subtitles آخر مرة كنت فيها في غرفة كهذه كانت في ليلة وفاتها
    öldüğü gece seks yapmış olabilir bence. Open Subtitles أعتقد بأن من الممكن بأنها مارست الجنس في ليلة وفاتها
    Kim olduğunu bilmiyorum ama, öldüğü gece onunla buluşmayı planlıyordu. Open Subtitles لا أعلم من هو, لكن هي كان لديها خطط بمقابلته في ليلة وفاتها
    Jill'in öldüğü gece Joie de Vive'de akşam yemeği randevusu vardı. Open Subtitles لرؤية هذا الرجل جيل " كانت ترتب عشاءً " " في " جولادا فيف ليلة وفاتها
    öldüğü gece bir boğulma oyunu oynuyormuş. Open Subtitles كانت تتصفح موقع للعبة الشنق ليلة وفاتها
    Alison öldüğü gece Toby onu mu aramış? Open Subtitles هل اتصال "توبي" بـ "آليسون" في ليلة وفاتها ؟
    Bu küçük yunus şeklindeki kolye ucu öldüğü gece Kim Tolbert'ın oturma odasında vücudunun altında bulundu. Open Subtitles هذه حلية قلادة على شكل دولفين عثر عليها في غرفة معيشة "كيم تولبيرت" ليلة وفاتها كانت تحت جسدها
    öldüğü gece, o da ortadan kaybolmuştu. Open Subtitles لقد اختفت ليلة وفاتها
    Bu Keith Graves. Brenda öldüğü gece onunlaydı. Open Subtitles هذا (كيث جرافيز)، كان مع (بريندا) ليلة وفاتها
    Paula'nın öldüğü gece Jack Smith'i yere yıktığını biliyoruz. Open Subtitles نعرف أنّكَ ضربت (جاك سميث) عندما كان مع (بـولا) ليلة وفاتها
    öldüğü gece Vicky, Damian'la kavga etmiş. Open Subtitles كان لدى (داميان) و(فيكي) شجار ليلة وفاتها
    Burada şiir yarışması yapmıyoruz, Jeff. öldürüldüğü gece, olay yerindeydin. Open Subtitles هذه ليست ورشة عمل لتأليف الشعر يا (جيف) لقد كنتَ متواجداً هناك ليلة وفاتها

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more