Pilotun, bir yolcuya saldırmak için yerinden kalktığını mı söylüyorsun? | Open Subtitles | هل تقول بأن الطيار نهض من مكانه وترك التحكم ليهاجم أحد الركاب؟ |
Bu Nijeryalı öğrenci Londra'da eğitim görmüş, Yemen'de yetişmiş. Amerika'ya saldırmak için Amsterdam'dan bir uçağa binmiş. | TED | هذا الطالب النيجيري درس في لندن ، تدرب فى اليمن ، سافر على طائرة في أمستردام ليهاجم أمريكا . |
Gece, insanların avına saldırması için mükemmel bir ortam sağlıyor. | Open Subtitles | الليل يوفّر فرصةً ممتازة ليهاجم المتسابقون أهدافهم. |
Adama saldırması için elindekinden daha fazla sebep veriyorsun. | Open Subtitles | إنك تمنحه سببًا آخر ليهاجم أكثر مما لديه مسبقًا. |
Kara Şövalye'yi neden odada değil de köyde saldıracak şekilde tasarlasın? | Open Subtitles | لمَ صمّم الفارس الأسود ليهاجم الناس في القرية؟ |
Ali Baba şehre açık açık saldıracak kadar aptal değil. | Open Subtitles | علي بابا ليس معتوه ليهاجم المدينة علناً |
Bu köpek insanlara saldırmak için eğitilmiş. | Open Subtitles | كلب مدرَب من قِبل محترفين ليهاجم الناس. |
Rivayete göre, Milo köpeğini sadece saldırmak üzere değil... insan bedeninin belli kısımlarına saldırmak üzere eğitmişti. | Open Subtitles | ...بعض الأقاويل تقول أن ميلو لم يدرب شوبر فقط لكي يهاجم بل ليهاجم مواضع معينة في جسم الإنسان... |
Böylece onlardan Arkham Tımarhanesi'ne saldırmak için bir tank yapacak. | Open Subtitles | ليستعملها لبناء خزان ليهاجم ملجئ آركهام |
Zadie'ye saldırmak için bolca zamanı varmış. | Open Subtitles | (كان يملك كثيراً من الوقت ليهاجم (زادي |
Boris'in saldırması için uygun bir ortam. | Open Subtitles | إنه وقت مثالى لـ "بوريس" ليهاجم |
Mina'yı kancada sallandırarak, saldırması için katili yemleyecektik. | Open Subtitles | كنا سنستخدم (مينا) لجذب القاتل ليهاجم |
STUXnet'in verileri hayatımızda önemli alanlara saldıracak şekilde dizayn edilmiş. | Open Subtitles | إذن "ستكس نت" كان مُصمماً ليهاجم جزء حساس للغاية من عالمنا |