"ليواجه" - Translation from Arabic to Turkish

    • yüzleşmeye
        
    • yüzleşmek için
        
    • ettiğimiz ve
        
    • yüzleşebilecek
        
    • yüzleşmek üzere
        
    • ve bugün artık bariz
        
    Böylece Vorenus eve, karısıyla yüzleşmeye gitti, ve Sezar da Senatoya yalnız ve korumasız olarak gitti. Open Subtitles اذن "فرينوس" ذهب ليواجه زوجتة وذهب "قيصر" لمجلس الشوخ بدون حمايه
    Baban da arka bahçeye dedenle yüzleşmeye gitmiş ve kavga etmişler. Open Subtitles ذهب للخارج ليواجه جدك ، وخاضا عراك
    Hâlâ tırmanmaya devam etmekte. Sert eleştirilerle yüzleşmek için Simon İngiltere'ye geri döndü. Arkadaşının ipini kestiği için dağcılık toplulugundan çok eleştiri almıştı. Open Subtitles سيمون " رجع الى أنجلترا ليواجه أنتقادا شديدا من الكثيرين في المجتمع التسلق لقطعه الحبل عن شريكه
    Buralardan gitmek yerine o Kanan'a gitti söylediğim şeyle ilgili babasıyla yüzleşmek için. Open Subtitles وبدل أن يغادر المدينة ذهب (شون) إلى (كاينن) ليواجه والده بما أخبرته
    Bu savaşı biz kazanıyoruz çünkü Amerikan halkının dikkatini, uzun zamandır sözünü ettiğimiz ve bugün artık bariz olan bir tehlikeye çektik; Open Subtitles سنربح هذه المعركة لأننا نوقظ الشعب الأمريكي ليواجه المخاطر التي نتحدث عنها
    -sorumluluklarıyla yüzleşebilecek kadar yürekli değil.. Open Subtitles ليست لديه الجرأة ليواجه مسؤولياته
    Böylece Steve bir kez daha cesaretini topladı ve Lane'in babasıyla yüzleşmek üzere golf kulübüne doğru yola çıktı. Open Subtitles ومرة أخرى استجمع ستيف شجاعته و توجّه إلى نادي البلدة ليواجه والد (لين)
    - Hepsini elden geçirdikten sonra Mike Ikerson dünyayla ayık bir adam olarak yüzleşmeye hazırdı. Open Subtitles أصبح (مايك أكيرسون) مستعدًا ليواجه العالم كرجل مستقيم
    Roderick'le yüzleşmek için geride kaldı. Open Subtitles لكنّه ظلّ هناك ليواجه (رودريك).
    Ya da, belki de 50'li yıllarda ben henüz genç bir delikanlıyken, Amcam Henry'nin Ku Klux Klan'ı ifşa ettikten sonra, evinin bombalanıp, bahçesinde haçların yakılması, ve ölüm tehditleri almasından sonra karısı ve çocuklarını güvende olsunlar diye Massachusetts'e götürüp, kendisinin Klan'la tek başına yüzleşmek için South Carolina'ya dönmüş olmasındandır. TED أو ربما لآنني عندما كنت مراهقا في الخمسينات , من القرن الماضي , عمي هنري , كان قد ندد بالكو كلوكس كلان -- وقصف لوقوعه في المتاعب وأحرقت الصلبان في باحة منزلة – عاش تحت تهديد القتل ,أخذ زوجته وأولاده الى ماساشوستس ليكونوا بأمان وعاد هو الى جنوب كرولينا ليواجه الكلان وحده .
    Bu savaşı biz kazanıyoruz çünkü Amerikan halkının dikkatini, uzun zamandır sözünü ettiğimiz ve bugün artık bariz olan bir tehlikeye çektik; Open Subtitles سنربح هذه المعركة لأننا نوقظ الشعب الأمريكى ليواجه المخاطر التى نتحدث عنها
    Umarım kocası geri dönüp yaptıklarıyla yüzleşebilecek kadar cesurdur. Open Subtitles ... اسوء منهم جميعا أتمنى فقط أن يكون رجلا بما في الكفاية ويعود ليواجه ما قام بفعله
    O gece Marshall'la yüzleşmek üzere oraya gitti. Open Subtitles لذا ذهب تلك الليلة ليواجه (مارشل)

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more