Uçağım 5'de kalkıyor ve sanırım bir gecikme olacak, o yüzden beni doğruca hastaneye götürecek birini ayarlayacağım. | Open Subtitles | الطاقم بأكمله لديهم ظروف عمل، لذا سأحاول أن أجد أحدٌ ما ليوصلني مباشرة إلى المستشفى |
Kargocu çocuğa adresini vermesi için para verdim, ve para dağıtmak beni senin süper sağlam kapına kadar getirdi. | Open Subtitles | لذلك دفعت للسائق حتى يعطيني عنوانك ورشيت رجل الأمن ليوصلني إلى بابك |
Erkek kardeşim beni şampiyonaya yetiştirmek için okulu bırakmıştı. | Open Subtitles | اخي تغيب عن المدرسة ليوصلني الى المسابقة |
Olmaz dostum. Kimsenin beni eve götürmesine gerek yok. | Open Subtitles | لا لست ُ بحاجة لأحد ليوصلني إلى المنزل |
- Evde beni getirecek kimse yoktu, ...ve ben-ben sadece-- buna ihtiyacım,-- | Open Subtitles | لا يوجد احد في المنزل ليوصلني و.. انا.. |
Fakat beni etrafta dolaştıracak veya koruyacak birine ihtiyacım yok. | Open Subtitles | لست بحاجة لشخص ليوصلني أو يحميني. |
Aslında artık Michael beni bir yerlere bırakmayacağı için, bir araba işime yarayabilir. | Open Subtitles | أنا في الواقع بحاجة إلى السيارة الآن بما أن (مايكل) ليس هنا ليوصلني |
Şahsi dokunuşlar beni takımınıza katmaz. | Open Subtitles | ما بحيلتي شيء يرقى ليوصلني إلى هنا |
- Bu yüzden beni almaya arabasız geldi. | Open Subtitles | -لذا فقد جاء ليوصلني ولكن بدون سيارة |
Biriniz beni işe bıraksın diye buradayım. | Open Subtitles | أتيت ليوصلني أحد الى عملي |
Önemli değil. Ajan Harland beni karşıladı ve istediğim yere bıraktı. | Open Subtitles | (لا بأس المحقق (هارلاند كان لطيفا كفاية ليوصلني |