"لَم يكُن" - Translation from Arabic to Turkish

• değildi
• yoktu

Beyazlar adamım, çok aptallar. Babam berber bile değildi.
البِيض يا رجُل، إنهُم أغبياء لَم يكُن والدي حَلاّقاً

Benim suratıma kaynar çorba döküp derimi yakan beyaz bir piç değildi.
لَم يكُن وَغداً أبيَضَ مَن سَكَبَ الحَساءَ الساخِن على وَجهي و شَوَهَ جِلدي

Ama şundan emin olabilirsin, beyaz değildi.
لكني أضمنُ لكَ أنهُ لَم يكُن رجلاً أبيَض

Evet. Fakat uyuşturucu geçmişi yoktu,
نعم، إلا أنهُ لَم يكُن لهُ تاريخ معَ المخدرات

Çünkü o zamanlar başka bir seçeneğimiz yoktu.
لأنهُ لَم يكُن لدينا خيارات أُخرى حينَها

Bir uzaylı gemisine girmekte akıllıca bir hareket değildi, baba.
حسناً , دخولك سفينة فضاء الآلين لَم يكُن كذلك أيضاً . يا أبى

Mesele hiçbir zaman baş edecek kadar güçlü olmaman değildi.
لَم يكُن الامر حول ما إذا كُنتِ تملكين الطاقة الكافية لذلك.

O çok iyi bir büyükbabaydı. Ama... Ama iyi bir baba değildi, anlıyor musun?
لقد كان جداً رائعاً ولكنه لَم يكُن أباً رائعاً

Şimdi, bak... senden duymak istediğim cevap bu değildi.
ترى الآن... . لَم يكُن هذا الجواب الذي أنتظرُ مِنك

Evet. Evet, hiç hoş değildi.
نعم, نعم, الامر لَم يكُن جيداً.

Bizden birisi değildi.
لَم يكُن واحداً مِنا

Olanlar senin suçun değildi.
ما حَصلَ لَم يكُن خَطأُك

Yakışıklı değildi.
لَم يكُن رائع أو أي شيء.

- Carlo orada değildi.
- لَم يكُن كارلو مَوجوداً حينها

Senin hatan değildi, tamam mı?
ذلكَ لَم يكُن خَطَئُك، ماشي؟

Bir şey yapmadım, çünkü yapabileceğim bir şey yoktu.
و لَم أفعَل شيئاً لأنهُ لَم يكُن بإمكاني فعلُ أي شيء

Sendeki yetenekler bende yoktu, ama takımım kazanırdı.
أعني، لَم يكُن لديَ موهبتَك، لكنَ الفِرَق التي لعبتُ بها رَبحَت

Daha önce hiç böyle bir ödül parası yoktu.
لَم يكُن هُناك مِثل الجائزة الماليّة لهذه المُسابقة.

Irak'a saldırdığımızda, planımız dahi yoktu." dedi.
هذا سخيفٌ، فنحنُ لَم يكُن لدينا خطةٌ أصلاً عندما هاجمنا العراق

Yani, gerçek bir muhasebecimiz dahi yoktu.
أقصدُ أننا لَم يكُن لدينا مسؤول حسابات حقيقي